Alya.
Adım Alya.Şehrin zengin kesiminde yaşayan ama zenginlere yapılan ayrıcalıktan tiksinen,ilgi çekmek istemese de ailesi yüzünden bütün gözlerin üstünde olmasından aşırı derece rahatsızlık duyan,isminin saçmalığını her seferinde ailesinin yüzüne vuran ama bir o kadar da ailesine bağlı,lise son sınıf öğrencisi tuhaf bir kişilik.
Ben buydum işte.Her zaman zıt düşünceler içinde hareket ederdim.Ailemin şerefi ve onuru gereği bütün -annemin tabiriyle 'saçmalık' olan- eğlenceli şeylerden uzak dururdum.Küçüklüğümden itibaren böyle yetiştirilmiş,kimi zaman böyle olduğum için arkadaş gruplarından dışlanmış , adeta yalnız kişilik olmuştum.Ailemin esareti altına aldığı hayatım,renksiz ve sönük bir şekilde son bulacağa benziyordu.
Yaşadığım yerde arkadaşlık,ne kadar zengin olursan o kadar samimiyet artar şeklindeydi.Bu yüzden benimle arkadaş olmak isteselerde bir süre sonra insanların gerçek yüzünü görünce insanlarla aramdaki bağları kesmem sonucu arkadaşlarım yok denecek kadar azdı.Annem beni utangaç buluyor ve bu yüzden bu sorunumun olduğunu düşünüyordu ama yanılıyordu.Çünkü o da buradaki insanlar gibi bir düşünce yapısına sahipti.Nasıl tanınacağına önem verirdi.Ortaya çıkabilecek olası bir rezalet annemi çökertip,ölüme bile sürükleyebilirdi.Bu yüzden doğduğumdan itibaren baskısı bir an bile azalmamıştı.Burada ki konumun ve şerefin o kadar önemliydi ki herhangi yaşanan bir olay bir saatten az sürede bütün kesime yayalır,insanların düşücelerini aksi yöne çevirirdi.
Yine de her şeye rağmen arkadaş diyebileceğim tek insan, Beste vardı.O bu konuları pek umursamaz işin eğlenceli tarafına bakardı.Arkadaşın varsa eğlenirsin,yalnızlık seni çürütür.Beste'nin hayat felsefesi buydu.Oysa ki bana yalnızlık her şeyden iyi geliyordu.Bu yüzden pek arkadaşım olmamasını umursamıyordum.
Yorganımı çekiştirdim ve huzursuzca kıpırdandım.Okula gitmek istemiyordum.Kapımın çalınmasıyla bakışlarımı kapıya sabitledim ve çalan kişinin içeri girmesini bekledim.Beste,kızgın görünen bakışlarıyla beni baştan aşağı süzdü.
"Kızım sen hala kalkmadın mı ya ?",dedi adeta cırlayarak.Yüzümü buruşturarak ona baktım ve ağır bir şekilde yataktan ayrıldım.
"Beş dakikaya hazır olurum.",dedim ondan daha sakin ve kısık çıkan sesimle.Beni bir kere daha süzdü odadan çıktı.O çıktıktan sonra zaten hemen dolabımı açmıştım.
Lacivert pileli etek,üstüne gömlek ve onun üstüne de okulun lacivert ceketini dolaptan sıyırıp aldım.Yüzümü buruşturdum.Hava soğuktu ve ben bu kısa etekle kesin donardım.Kısa olması benim tercihim değildi çünkü formamı annem almıştı.O ayarlamış olmalıydı.Üstümü giyinirken bacaklarımı soğuktan korumak için olabildiğince uzun bir çizme giydim.Saçlarıma dokunmadan çantamı aldım ve odadan dışarı çıktım.Beste, salonda yayvan bir şekilde oturduğu tekli koltukta televezyon izliyordu.
"Hadi Beste.",dedim sesimin kısıklığına şaşarak.Hasta oluyordum sanırım.Beste oturduğu yerden kalktı ve beraber dışarı çıktık.Okula geç kaldığım için kahvaltımı yapamamıştım.Okulda yaparım diye düşünürken Beste konuşmaya başladı.
"Okula yeni birisi geldi.Kayıt yaptırdığı andan beri herkes onu konuşuyor.",dedi Beste heyecanlanarak.
"İlgilenmiyorum.".dedim pürüzlü sesimle.
"Zaten ilgilenmen için çok geç.Buket'le çıkmaya başlamışlar.",dedi kinayeli bir şekilde.Bu sırada arabaya biniyorduk.
"Fazla hızlı.",dedim Ahmet amca arabayı çalıştırıp ilerlemeye başlarken.
"Katılıyorum.Şaka gibi.",dedi Beste sesine yapmacık inanılmazlık katarak.
Yol boyunca farklı bir konu açıldı.Okuldaki diğer dedikoduları da dinledikten sonra araba durdu ve kendimi hemen dışarı attım.Temiz hava iyi geliyordu.Beste de indi ve beraber okula yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEDAKÂR.
RomanceFazla zorlu. Fazla öfkeli. Fazla hızlı. Onda olan her şey fazlaydı. O, fazla olmasının yanında fazlalıktı. Kendine bir yer edinebildiği aptal bir kız vardı yanında. O, her şeye fazla sahip olsa da yalnızdı. Ve hayatını bir kız için feda edebilecek k...