Merhaba. Bu gün okulumda ki ilk günüm. Ve şu an görsel sanatlar dersindeyim. Öğretmen herkese isimlerini soruyordu. Zaman geçmeden sıra bana geldi;
"Benim adım Jessica Pangor." dedim. Ve o an ders zili çaldı. Hemen kendi dolabım olan yüz on dördü açtım. İçinden bir örümcek çıktı.
"Ah!" dedim. Ve örümcek ordan çıktı. Hademeye haber verdim. Hademede örümcek ağını ordan çıkardı. İçim o an ne kadar rahatladı bilemezsiniz. Gerekli kitapları alıp dolabımı kapadım. Karşıma tanımadığım biri çıktı.
"Sen de kimsin?"
" Benim adım Elvy Sansure." dedi, ve sözüne devam etti;
"Tanıştığımıza memnun oldum." Bende aynısını söyledim. Ve Elvy'ye;
"Sen bu okulu biliyor gibisin, Elvy. Bana burayı tanıtır mısın?" dedim. Elvy;
"Bunu yapabilirim." dedi. Ve tura başladık. İlk koridoru geçince bir spor salonu gördük. Bu spor salonu eski bir yerdi. Elvy bana spor salonunda ki dolabımı gösterdi. Dolabım yirmi altı numaraydı. Dolabımı açtığımda içinde resmen özensizliğinin simgesi olarak içine yoğurt koyup, içinin çizildiğini gördüm. Yoğurtun tarihine baktıdığımda geçmiş olduğunu farkettim. Ve onu çöpe attım. O an Elvy;
"Hadi! Daha çok yere gideceğiz." dedi. Bende yola koyuldum. Bir koridor daha gidip bir tane kütüphaneye rastladım. Kütüphane çok büyükdü. Bir koridor sonra kimya laboratuvarına girdim. Orada bir çok tüp vardı. Ama dikkatlice baktığımda camlı bir dolap gördüm. Dolabı açtığımda içinde "tehlike" yazan bir kağıt gördüm.
"Elvy bu "tehlike" yazan şey de neyin nesi?" dedim. Elvy'de;
"Sakın ona dokunma! O tüpün içinde patlayıcı bir sıvı var! Okulu havaya uçurur!" dedi, bende;
"Peki Elvy. Dokunmam." dedim. Ve bir karidor daha sonra bilgisayar odasına geldik. Bu oda yeni yaptırılmış gibi, eskinin aksine yeni yapımdı. Elvy'ye sorduğumda ise;
"Bu oda bu sene yaptırıldı. Bu yüzden yeni bir oda. Böyle böyle anasınıfı, öğretmenler odasını, müdür ve müdür yardımcısının odasını, tuvaletler ile ders işleyeceğimiz bazı sınıfların yerini öğrendim. Turu bitirdiğimizde ise tenefüs zili çaldı. Hemen sınıfa gidip kitaplarımı aldım. Ve bilgisayar odasına yola çktım. Bilgisayar dersideki yerime geçtim. Yerimin altında değişik bir kap vardı. Kabı açtığında içinden küçülmesini ve eski boyuna dönmesini sağlayan bir geçit buldu. Denediğinde dediğim gibi küçüldü.
"Ne oldu bana böyle?" dedi. Ve uzun bir düşünmeden sonra tekrar girerse eski boyuna geri dönebileceğini düşündü. Ve haklıydı. Tekrar girerse yine eski boyuna geri dönerdi. Ve eski boyuna geri döndü. O zaman öğretmen geldi. Ucuz kurtulmuştu. Öğretmen dersi anlatmaya başladı. Ders bitince Elvy'ye küçültüp, eski boya döndüren o kabı gösterdim. Tahmin edeceğiniz gibi inanmadı. Ama ben deneyerek gösterdiğimde inanmak zorunda kaldı. Küçülmek çok eğlenceliydi.
Küçülerek neler yapabilrdim acaba?" Bu beni bu konuya ilgimi çekti. Elvy ile küçülerek bilim ödevlerinde kolaylık sağlayabilirdik. O an okul bitti. Eve Elvy ile birlikte gittik. Odamda küçülmeyi denedik. Küçülerek köpeğimin kıllarına girdik. Orada bir pire gördük. Gerçekten çok iğrençti. Ama onu böcekilacıylayaktık. Ve son anda kurtulduk. Elvy'ye;
"Sen iyi misin, Elvy?" dedim. Elvy;
"Evet iyiyim. Asıl sen iyi misin?" dedi. Bende;
"Evet, iyiyim. Ama ucuz atlattık." dedim. Elvy'de;
"Haklısın. Ucuz kurtulduk." dedi. Ve evine geri döndü. Artık küçülme konusunda dikkatli olmalıyız. O yüzden küçülmeyi artık acil durumlarda kullanacaktık. Zaten pireleri temizleyelim derken nerdeyse ölüyorduk. Ve küçülüp eski boya dönme konusunda başka birine bahsedemezdik. Dikkatli olmalıydık.