|26|

397 23 3
                                    


|•••|•••|•••|•••|•••|•••|•••|•••|•••|•••|

Hayır, hayır bu olamazdı. Onun Harry'si gidemezdi kendisini ateşe atamazdı. Onu sevdiğini öğrendikten sonra daha bir kere bile kokusunu içine çekememişken gidemezdi. Buna izin vermezdi. Hızlıca oturduğu topraktan kalktı ve üzerindeki tozları ve çamuru umursamadan koştu, en yakın arkadaşı Theo ile beraber savaş başlamadan önce savaş bölgesinden kalmışlardı,bir zamanlar evlerinden kaçmak için sığındıkları yerden kaçmışlardı. Pansy elinden geldiğince hızlı koşarken arkasında bıraktığı Theo'nun elinde tamir ettiği asası ile döndüğünde onu bulamadığı için endişeden delireceği bile aklına gelmemişti. Aklındaki tek şey sevdiği adamı kaybetmekten korkmasıydı.

Pansy savaş alanına vardığında savaş alanının tam ortasında kahkaha sesi yükseliyordu. Pansy insanları yararak ilerliyordu. Ölüm yiyenlerin en önüne vardığında Karanlık lordun tiz ve güçlü sesini duydu“Harry Potter öldü!”, ayakları  onu taşıyamıyordu artık, gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu...bedeni sürünerek Karanlık lord'un yanında bir çöp gibi yere atılmış olan bedene ilerledi, Çoğu insan longbotthom ve Karanlık lord'un konuşmasına dikkat kesilmiş onlar için kendini feda etmiş,bedeni umursamıyordu. Pansy titreyen ellerini çocuğun yanaklarına koydu. Gözünden boşalan yaşlar çocuğa damlıyordu. Sevdiği adam ölmüştü ve o hiçbir şey yapmamıştı. Tüm gücünü ayaklarına vermeye çalışarak kendini zorladı ve ayağa kalktı, bağırmaya başladı, onu duymaları sesindeki umudu duymaları için.

“Hayır!”

Genç kız bir anda orada bulunan tüm gözlerin ona dönmesi ile derin bir nefes aldı ve devam etti.

“ Hayır! Lord Voldemort asla kazanamayacak, içimizde umut yaşadığı sürece o asla kazanamayacak! Harry bu amaç uğruna kendini feda etti..."

Sesinin titremesine engel olamamıştı genç kız bir anlığına gözleri ona endişe ile bakan arkadaşı ile buluştu, ona devam etmemesini söylüyordu. Burukça gülümsedi genç kız ve devam etti.

“Sadece o değil, Dumbledore, Snape, Sirius Black ve daha fazlası bunlar sadece gün yüzünde olanlar  hepiniz kayıplar verdiniz ve hepsi aynı amaç uğruna öldüler tek bir amaç için bizler onların boş bir amaç için ölmediğini kanıtlamak zorundayız. Kanlarının yerde kalmadığını onlara göstereceğiz Lord Voldemort'un asla kazanamayacağını göstereceğiz!"

Pansy etrafına göz gezdirdi. Aydınlık taraftakiler ona gözlerini tamamen açmış şok içinde bakıyorlardı. Arkasındaki topluluk ise  ona iğrenç bir şeymiş gibi bakıyordu. Lord Voldemort ağır adımlarla ona dönmüş ve ateş saçan gözleri ile konuşmuştu.

“Parkinson kızı senin gibi bir safkan çok yanlış yolda, cezanı çekmen gerek."

Pansy elinde asası olmamasını umursamadı, sevdiği adamın yanına gidecekti değil mi? Pansy gelecek darbe için gözlerini kapattığında aynı anda üç tane güçlü ses duydu,ne olduğunu kavramak için gözlerini açtı. Draco elinde ki asasını canlı bir şekilde karşısında duran çocuğa atmıştı, Harry de hiç zaman kaybetmeden eline aldığı asa ile büyülü sözleri mırıldanmış ve karanlık lordu tarihin tozlu sayfalarına hapsetmişti.

“Yakala Potter!"

"Avad-..."

"Avada kedavra!"

Karanlık lordun düşmesi ile Ölüm yiyenler bir bir  kaçmaya başlamışlardı. Pansy o an etraftaki kimseyi umursamadı ve koşarak karşısındaki oğlanın boynuna sarıldı, gözlerindeki yaşlar bir bir damlıyordu, Harry ise teninde hissettiği her damla da ona daha sarılıyordu. Genç kız herşeyin bitmesinin verdiği  rahatlık ile sevdiği adamın kulağına doğru fısıldadı.

"Seni seviyorum Zümrüt Gözlüm."

"Bende seni seviyorum İmkansızım."

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Vay be ilk defa bir hikayeme final veriyorum duygulandım şuan herneyse bu hikayede yılan çoktan ölmüştü, yani Harry son hortkuluktu, sonuna kadar okuyan herkese teşekkür ederim.

Artemis ☄️🌠

Emerald Eye || Hansy TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin