Hayatımda en çok saygı duyduğum insanlardan birisidir Namjoon. Bunu en yakın arkadaşlarım bilir, Namjoon'un yeri bende hep ayrıydı ve hep ayrı kalacak.
Bu kurgu da aslında mono albümünü dinlerken gelmişti aklıma çok önceden, ama bir türlü elim varmamıştı yazmaya.
Kapak fotoğrafı, hiçliğin ortasında yalnız bir telefon kulübesi ve gördüğümde hem estetik durduğunu hem de bir nevi bir noktada Namjoon'la aramdaki bağı anlattığını düşündüm, size ilginç veya garip geliyor olabilir, neden diye sorsanız düzgün anlatamam bile ama öyle işte.
(Dipnot: Kapak fotoğrafı sonradan değiştirilmiştir, bu ilk kapağıydı.)
Biliyorum. Kısaydı. Hatta çok kısaydı. Ama ertesi güne bile bıraksaydım biliyorum ki duygularım kaçardı.
Başrolün ismini bile bilmiyoruz. Konuşamadı çünkü. Namjoon sormadı, o da anlatamadı. Hep sustu, zaten kısacık bir zaman diliminde konuştu. Hikayesi elbette bu kadar değil ama bu kadar konuşmasını ben istedim.
Bu mini hikaye birçok satırında mono albümüne göndermeler içeriyor, bazılarını belki anlayamazsınız bile ama anlatacak yeri de değildi zaten. Bazen duyguların gömülü kalması gerekir, bazen söylenmesi gereken kelimeleri de yutmak gerekir.
Siz yutmayın.
Hikayede yalnızca 10 bölüm vardı onlar da çok kısaydı biliyorum ama umarım en azından bu gecelik duygu kıvılcımlarını hissettirebilmişimdir size, bir solukta bitmiştir okuduğunuz için teşekkür ederim ❤️ Yağmurlu bir gecede yazdım.
Son olarak Namjoon'a teşekkür etmek istiyorum, Hem Rm'e hem Namjoon'a, hiç tanımadığı insanların hayatına dokunabildiği ve kalplerde iz bırakabildiği için.
Sizleri seviyorum hoşça kalın. :) ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mono | namjoon ✔️
FanfictionÇünkü insanlar kendileriyle meşgul oluyor yağmurun altında.