❤ 1 ❤

655 17 2
                                    

Sabah annemin bana seslenmesiyle uyandım.

'' Adaaa! ''

'' Hııııı!? ''

'' Hadi kızım uyan. Bugün kendi evine taşınacaktın unuttun mu? ''

Offf. Ben nasıl unuturum. Bugün kendi evime taşınacaktım. İnsanın kendi evim demesi bile çok güzel. 6. sınıftan belli hep kendi evim olmasını istemiştim ve sonunda annem ve babamın tüm itirazlarına karşın onlara kendime ait bir ev aldırdım.

Biraz kendimden bahsedim de beni tanıyın en azından. Lise 3 'e gidiyorum. Kahverengi dalgalı saçlı, kahverengi gözlü, uzun boylu bir kızım. Ben hiçbir zaman kendimi güzel bulmasam da arkadaşlarım çok güzel yüzüm ve fiziğim olduğunu söylerler. Tabii ben inanmıyorum o ayrı bir konu. Birazda inatçıyımdır. Yani birazcık.

Neyse en iyisi aşağıya inim annem kızar yoksa. Normalde zengin olmamıza rağmen annemle babam tam bir türk ailesi gibi yetiştiriyorlar beni.

Yataktan çıktıktan sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Evet, odamda banyo var ve bu benim için çok iyi bir şey.

Dolabın önüne geçip, kıyafetlerimi karıştırmaya başladım. Siyah askılı, üzerinde New York yazan tişörtü altına da bordo renkli mini şortumu elime aldım. Üzerine de havalar bu aralar estiği için kot gömleğimi aldım. Tişörtümü şortun içine koyup, kot gömleğin de kollarını kıvırdım. Ayağıma da beyaz konverslerimi giydim. ( Medyada Ada 'nın giydikleri var.) Aynanın karşısına geçip dağılmış topuzumu açtım ve dalgalı kahverengi saçlarımı düzleştirmeye başladım. İşim bitince göz kalemiyle kahverengi gözlerimi daha çok ortaya çıkardım. Makyaj yapmayı sevmediğim için daha fazla bir şey yapma gereği duymadan aşağıya indim.

Annem ve babam kahvaltı masasında oturmuş beni bekliyorlardı. Günaydın deyip onların yanaklarından öptüm ve masadaki yerime geçtim. Kahvaltıdan sonra bavulumu hazırlamak için odama çıktım. Zaten aldığımız ev eşyalı olduğu için sadece kıyafetlerimi ve bir kaç özel eşya alacaktım. Yeni aldığım iki büyük kırmızı bavulu açtım ve ilk bavulun içine kıyafetlerimin hepsini ve uyurken sarıldığım küçük ayımı koydum. İkinci bavula ise çantalarımı, ayakkabılarımı ve makyaj malzemelerimi koydum. Kol çantamı alıp içine telefonumu, tabletimi, kulaklığımı ve evimin anahtarını koyup aşağıya indim.

Babam yukarıya çıkıp bavullarımı almaya gittiğinde anneme sıkıca sarıldım. Ağlıyordu.

'' Ağlama anne! Her zaman yanınıza gelicem zaten. ''

'' Evet kızım ama üzülüyorum işte napim anne yüreği. ''. Babam bu sırada bavullarımla beraber gelmişti yanımıza.

'' Hanımlar taksi gelmiş hala sarılıyorsunuz. Ayrıca Hayatım, Ada zaten uzağa taşınmıyor ki. Buradan iki saatlik yolda onun evi. ''

'' Evet anne, üzülme artık babam haklı isteseniz her zaman gelirsiniz evime. '' dedim ve babama da sıkıca sarıldım.

'' Hadi ben gidim artık. '' deyip taksiye bindim. Bavullarımı babam bagaja koyup annemin yanına gitti. İkiside bana bakıp gülümsüyordu. İkisine de el sallayıp, taksiciye evimin adresini söyledim. Taksici arabayı sürerken şimdiden heyecanlıydım.

İki saat sonra taksici evimin önünde durdu. Taksiciye parayı verip, taksiden indim. Bagajdan bavullarımı alıp evime doğru sürmeye başladım.

Bahçenin kapısını açıp, bahçenin içine göz gezdirdim. Temiz bir havuz, havuzun yanında dört tane şezlong, onun ilerisinde iki kiraz ağacı arasına bağlanmış bir hamak vardı. Bakışlarımı evime çevirince kum rengi ve iki katlı olduğunu gördüm. Çok güzeldi evimde bahçemde. Kapıya doğru ilerledim. Çantamdan anahtarımı zar zor bulup çıkardım. Kapıyı açmaya çalışıyordumki kapı birden içeriden açıldı. Kafamı yukarıya kaldırmamla kahverengi saçlı, mavi gözlü, benden biraz uzun, kasları ve baklavaları üzerindeki siyah tişörtünden belli olan bir çocukla göz göze geldim. Çocuk dediğime bakmayın benle ya yaşıt ya da 1 yaş büyük gözüküyordu. Onu bunu geçtim de bu çocuğun burda ne işi var? Hem de benim evimde?!

Ev Arkadaşım Bir UyuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin