[jikook + 90'lar + twoshot]
"Bu yıl, bana hayatımın en acımasız yazını yaşatmış olabilir. Ama en azından seni bana getirdi. Seni seviyorum Jimin. Bu, şimdiye kadar duyduğun en kötü şey değil mi?"
Jimin notu göğsüne tuttu ve ağladı.
Gerçekten, bu ac...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-
Kaderimi belirlemek için her gece gizlice bahçe kapısından içeri girdim Faydası olur mu bilmeden bağırdım; "Seni seviyorum," duyduğun en kötü şey bu değil mi?
––––
Jimin'in Jungkook'u son görüşünün üzerinden bir yıl geçti.
Ve dürüst olmak gerekirse, ilk başlarda zordu.
Ama yine de Jimin bir şekilde hayatta kalmayı başarmıştı.
Jimin'in ailesi onu kilise işlerini yapmaya zorlaşmıştı. Tanrı'ya yaklaşmanın Jimin'in kendisiyle aynı cinsiyetten birinden hoşlanmasının ne kadar yanlış olduğunu görmesine yardım edeceğini umuyorlardı.
Jimin tüm işleri isteyerek yapmıştı.
Eşcinsel olabilirdi, ancak dindar bir adam olmakla herhangi bir sorunu yoktu.
O Tanrı'ya inanır ve Jimin kendi mutluluğu için dua etmeyi asla unutmazdı; ve Jungkook'un mutluluğu için.
Ebeveynleri ona değişiklik hissedip hissetmediğini her sorduğunda, Jimin onlara hep aynı cevabı veriyordu, "Ben hala eşcinselim, baba. Ben buyum ve asla değişmeyeceğim."
-
Ertesi gün Jimin'in babası ona bir pasaport ve Londra'daki bir Katolik akademisine kabul edildiğinin bir mektubunu vermişti.
"Oraya git ve kendini düzelt," demişti babası ona, "Ve bu iğrenç hastalıktan kurtulmadan asla geri dönme."
Bu yüzden Jimin eşyalarını toplamak için vakit kaybetmemişti.
Önümüzdeki hafta ise, çoktan Londra uçağına binmişti.
Ve ona sorarsanız, Jimin aslında bu konuda hiçbir şey hissetmiyordu. Babasının kendisi hakkında söylediği tüm kötü sözlere alışmıştı.
Onu Londra'ya mı gönderiyordu?
Bu onun için hiç sorun değildi.
-
Sonunda akademiye gelmişti.
Okul binası devasa bir eski kaleye benziyordu ve aynı zamanda eski kokuyordu.
Bir tane öğretmen onu karşılamıştı ve ortak salona götürmüştü.
Yol boyunca öğretmen ona bu okuldaki tüm kuralları anlatmıştı. "Burada hiçbir ilişkiye izin yok, ne kızlarla erkekler ne de erkeklerle erkekler." diyerek doğrudan Jimin'e baktı ve Jimin, ailesinin cinsel tercihlerinden akademiye de bahsettiğini anladı.
"İşte odanız, Bay Park." Öğretmen bir odaya girdikleri sırada söyledi, ardından Jimin'e anahtarı verdi.
"Bir saat içinde büyük salonda öğle yemeği için hazırlanın, Bay Park. Üniformanızı giyin, odanızdaki dolapta bulacaksınız." dedi ve Jimin'i koridorda yalnız bıraktı.
