"Hey Jimin!"
"Evet, hyung ?"
"Aya ilk bayrağı kim dikmiştir ?"
"Kim ?"
"Terzi!"
Jimin üstündeki civciv kostümüyle kahkalar eşliğinde sandalyeden kendini yere atıp gülmeye devam ederken gün içinde yirmi kere falan yaptığım eylemi tekrar edip oflayarak bardağımdaki içecekten bir yudum almıştım. Çokça kalabalık olan salonda kahkaha ve konuşma sesleri yükseliyor, kapı ve pencereleri sıkı sıkı kapatılmış olan geniş salonda üstündeki Jack Sparrow kostümüyle birkaç masa ilerideki Joker kostümlü Taehyung'u izliyordum.
"Tamam tamam," demişti terminatör kostümlü Seokjin hyung gülüşleri ardından. "Bak bir tane daha geliyor!"
Sıkıntıyla tekrar oflamış, Taehyung'un melek kostümü giymiş, beyaz elbiseli, sarı uzun saçlı sekreterle konuşmasını izlemeye devam etmiştim. Seokjin hyungun haber vermesi ve gelmemizi şart koştuğu şirketin kostümlü balosunda, ben ve Namjoon hyung dışında herkes eğleniyordu, Namjoon hyung her zamanki takımını giymiş, siyah, bir tarafında tüy olan yarım bir maske takmıştı yüzüne ama burada bulunmaktan en az benim kadar nefret eder gibi üst üste birkaç bardak içkiyi seri bir şekilde kafasına dikmiş ardından da bizi burada bırakıp gitmişti.
Seokjin hyung büyük bir hevesle;
"Şimdi bana hiç bozuk paran var mı diye sor" demişti Jimin'e"Hiç bozuk paran var mı hyung ?"
"YOK ÇÜNKÜ HEPSİNİ TAMİR ETTİRDİM."
Dünya üzerinde yapılmış en komik şaka buymuş gibi birbirlerine vurarak gülen ikiliye tek başıma katlanıyor olmak benim için şu an resmen eziyetti.
Namjoon hyungun gitmesiyle İronman kostümü giymiş Hoseok ve Chucky kostümlü Yoongi hyung kendini kalabalığın içine atmış, Taehyung, Jimin, ve Seokjin hyungla bizi masamızda bırakmıştı.
İlerleyen saatlerde Taehyung'la sadece bakışmış, sanki ilk konuşan kişi kaybedecekmiş gibi bir tutumla asla ikimizde konuşmamıştık. Tabii bu yaklaşık yarım saat kadar önce bir son bulmuş Taehyung ilk önce böcek kostümlü Bogum'un yanına ardından da melek kostümlü sekreterin yanına gitmişti.
Joker'ın renkli makyajı Taehyung'un güzel, orantılı yüzüne o kadar çok yakışmıştı ki; güzel kalın dudaklarındaki kırmızı boya sanki hep oradaymış gibi hissettiriyordu.
Keşke daha sık dudaklarını boyasa..
Arkada hafif bir melodiyle çalan aptal hareketli müzik değişmiş yerine Arctic Monkeys'ın şarkılarından biri gelmişti, sevdiğim şarkılardan birisi olması sebebiyle dudaklarıma yayılan hafif tebessüm aptal melek kostümlü kızın elini Taehyung'un koluna atarak gülmesiyle donmuş, karnımın içi sinirden fokurdamaya başlamıştı.
Kızın kolunu yerinden sökmek istiyordum.
"Hyung, bir tane daha" diyen Jimin'le ağlayacak gibi hissetmiş yok daha fazka dayanamayacağım diye kendi kendime mırıldanarak elimdeki bardağı kafama dikmiş, çatık kaşlarımla bardağı masaya bırakıp salonun çıkışına doğru ilerleyip salon çıkışının hemen solundaki tuvalete kendimi atmıştım.
Taehyung'la ne olduğumuzu çözememek beni delirtiyordu.
Oh hayır, beni direkt Taehyung delirtiyordu, kafayı yememe neden oluyordu.
Ne yaptığı, ne istediği belli bile değildi piçin.
Kafamdaki bana kırk derece gibi hissettiren peruğu çıkartıp lavabonun üstüne bırakmış, ilk önce soğuk suyla elimi yüzümü yıkamış hemen ardından da peruğun altında terlemiş kafamı soğuk suyun altına sokmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bullshit • Taekook ≮
FanfictionTaehyung: siktir git Jungkook: asıl sen siktir git • Texting