~6~

42 10 0
                                    

"Hayır istemiyorum!" "Eun Haa! Saçmalama istersen!" Yaklaşık bir saattir yorganın altına girmiş abimle tartışıyordum. Okula gitmek istemiyordum. Haklı olarak? "Ya kızım bir planımız var. Min Soo'yu göt edebiliriz." Dediği anda yorganı üstümden atıp abimin yakasına yapıştım. "Ne planı?! Çabuk anlat!" Deyince ellerimi itti ve yatağa oturdu. "Şöyle olacak..."

~~~

"Açtın mı telefonu?" "Evet hazırladım." deyip Jungkook'u yanıtladım. "Lütfen intikamımızı al Eun~iee." Deyince Namjoon gülümseyip "Merak etme. Alacağım." Oda gülümseyince çıkan gamzesinden makas aldım. "Başka bir şey söylemek isteyen var mı?" Deyip karşımdaki altılıya baktım. "Bol şans prenses!" Dedi abim ellerini havaya kaldırıp kare gülüşüyle. "Sonu umarım bok yoluna gitmez." "Ulan bir kere olumlu düşün uykucu bey." Deyip Yoongi'ye vurmuştu Haseok. "Tamam lan vurma." Deyip ondan kurtulmaya çalışan Yoongi'ye bakıp güldüm. "Başarırsak yemek ısmarlayacağım lan!" "Kesinlikle başarılı ol Eun!" Dedi Jungkook Jin'in dediğine karşılık. "İyi o zaman görüşürüz." deyip erkekler tuvaletine girdim. Elimde ki telefonla sondaki kabine yöneldim. Kapının üstünde ki 'KAPININ KİLİDİ BOZUKTUR. BU TUVALETİ KULLANMAYINIZ.' yazısına bakıp sırıttım. Yazıyı biz yazıp asmıştık. İçeri girip kapıyı kilitledim. Birazdan Min Soo ve tanımadığım bir çocuk gelecek ve iğrenç şeyler yapacaklardı. Ben ise burada onların sesin kayıt edecektim. Bizimkiler çocuğa para vermiş, Min Soo ile ilgili planlarımızı anlatmışlardı. Çocukta Min Soo'ya bu iğrenç şeyi istemediğini vs söyleyecekti. Bende pat diye çıkıp ortalığı karıştıracaktım. Çocuğun başına bir iş gelmeyecekti zaten. Plan kısaca buydu. 

Biraz sonra kapı açıldı ve Min Soo'nun sesi geldi. Bende hemen ses kaydını açtım. Şimdi her şey tek tek kayıt olacaktı. 

*YAZARDAN*

"Ahh Yeon Jin eğlenmeye hazır mısın?" "Min Soo seni seviyorum ama böyle bir şey yapmak istemiyorum." "Emin misin?" Min Soo çocuğa yaklaştı ve kravatından tutup kendine çekti. Çocuğun dudaklarına bakarak kendi dudaklarını yavaşça yaladı. Çocuğu azdıracak şeyler yapıyordu. "Ha-hayır istemiyorum." Sonra birden Min Soo çocuğun dudağına yapıştı. Öpüşme sesini duyan Eun Ha kusmamak için kendini zor tutarken, çocuk Min Soo'yu itmişti. Eun Ha onu ittiğini tahmin ediyordu. Çünkü tuvaletin kapısının altından Min Soo'nun elinin yerde olduğunu görmüştü. "Sana istemiyorum dedim!" "Ama ben seni istiyorum!!" Deyip ayağa kalkmıştı Min Soo. Tekrar çocuğun dudaklarına yönelirken çocuk başka yöne gidiyordu. "Yeon Jin! Bana seni seviyorum diyorsun! Fakat neden öpmeme bile izin vermiyorsun!?" "Çünkü o senin zannettiğin orospu erkeklerden değil Kang Min Soo!" Derken tuvaletten çıkıyordu Eun Ha. "S-sen?" Deyip kala kalmıştı Min Soo. "Evet ben istedim Yeon Jin'den. Teşekkür ederim Yeon Jin. Merak etme hocalar sana kızmayacak bu olay yüzünden. Çıkabilirsin." "Rica ederim ve bende teşekkür ederim." deyip doksan derece eğilmiş ve Min Soo'nun kilitlediği kapıyı açıp gitmişti çocuk. "O s-ses kaydını vermeyeceksin hocalara!" "Sen öyle san!" Deyip gidecekken Eun Ha, Min Soo onun saçından çekmiş ve kavgayı başlatmıştı. Eun Ha ses kaydını kapatmadığı için her şey yine kayıt ediliyordu. Eun Ha Min Soo'nun elinden kurtulup ona tokat attı ve Min Soo'nun yere düşmesini sağladı. "Eğer peşimden gelecek olursan, bunu tüm okula dinletirim! Yemin ederim bunu yaparım!" Diye bağırdı elinde ki telefonu sallarken. Gerçi o peşinden gelmese de bunu yapmak istiyordu. Jimin'e onun ne kadar pislik bir kız olduğunu kanıtlamak istiyordu. Min Soo dolu gözleriyle titreyerek kafasını salladı. Eun Ha onu orada bırakıp koşarak müdürün odasına, giriş katına doğru koşmaya başladı. İkinci kattan inerken fark etmeyerek biriyle çarpıştı. Elinde ki telefon düşerken çarptığı kişi telefonu tuttu. Kafasını kaldırıp teşekkür edecekken çarptığı kişinin Jimin olduğunu gördü. Koştuğu için hızlı atan kalbi daha da hızlı atmaya başladı. Ne oluyordu böyle? Neden birden bire heyecanlanmıştı? "Teşekkürler." Deyip tam gidecekken Jimin onun kolundan tuttu. Eun Ha ilk önce  Jimin'in kolunu tuttuğu eline sonra ise Jimin'e baktı. Heyecandan tir tir titriyordu. Onun bir dokunuşunda bile bu kadar heyecanlanırken ona aşık olmamış olması imkânsız bir şeydi. "Şey ben geçen gün için özür dilerim. Öyle d-" "Sonra konuşsak. Önemli bir işim var." Deyip kolunu Jimin'in elinden kurtardı ve son kez Jimin'e bakıp gülümsedi. Koşarak müdürün odasına ilerledi. 

Taehyung, Jungkook, Yoongi, Haseok, Jin ve en önde Namjoon müdürün odasının önünde Eun Ha'yı bekliyorlardı. Eun Ha'nın tanımadığı erkekler ve kızlarda onların yanındaydı. Hatta Yugyeom bile oradaydı. Eun Ha buna bir anlam veremeyerek en önde olan Namjoon'a ilerledi. Az sonra Min Soo rezil olacaktı...

*EUN HA'DAN*

"Namjoon bunlar kim ve neden buradalar?" "Min Soo'yu rezil etmek için, ve intikam almak için." Deyince anlamıştım onların kim olduğunu. Kafamı sallayıp Yugyeom'a baktım. Bana gülümsediğinde bende ona gülümsedim. "Hadi prenses bitir şu işi!" Diye bağırınca abim derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklatacakken elim havada yumruk olarak kalmıştı. Çünkü kalbimi hızlandıran adamın sesini duydum. "Bensiz mi Min Soo'yu rezil edeceksiniz?" Deyince arkam dönük bir şekilde gülümsedim. Gülümsediğimi kimsenin görmesini istemiyordum. Özellikle de onun. "Eun Ha hadi çal kapıyı." Dediğinde Jimin ona döndüm. Gülümsüyordu. Hemde gözleri kısılana kadar. Kafasıyla kapıyı işaret edince hızlı atan kalbim ile çaldım kapıyı. İçerinden 'Gel' komutunu duyunca kapıyı açtım ve benimle birlikte neredeyse 25-30 kişi içeriye girmişti. Biraz solumda Namjoon, sağımda Jimin ve arkamda abim vardı. Abim elini omzuma koyup beni müdüre itekledi. Şimdi söz sırası bendeydi.

***

Selaaaaammm! Umarım beğenirsiniz 🌸🌸🌸 Vote verirseniz çok çok çoooooooook mutlu olurummmmmmm.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


•My Blue Cherry• PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin