iç dünyam...

7 2 0
                                    

Selam ben Beren. Hayatımın çoğunluğunu evde,odamda,yatağımda yatarak, kitap okuyarak veya telefonumla ilgilenerek geçiren bir kızım...
Bu yüzden şu ana kadar neredeyse hiç gerçek arkadaşım olmamasını  tahmin etmeniz çok imkansız olmasa gerek.
Aslında evet bir tane gerçek arkadaşım oldu. Daha doğrusu ben öyle sanmıştım ki hayatın gerçekleriyle yüzleştiğimde hiç bir arkadaşım olmadığını öğrendim. O olaydan sonra sahte de olsa bir arkadaşım kalmadı.
Olayı kimseye anlatamadım,anlatmadım ,anlatmayacağım da... İçimde öyle derin hisler bıraktı ki hayatıma olan inancımı, güvenimi kaybettim. Ve bu duyguların geriye gelmesi benim için pek de muhtemel değil. Ama ne var biliyor musunuz? Alıştım. Alışmak zorunda kaldım. Hiçbir şey umrunda olmayan,  duygusuz ve yalnız bir kıza dönüştüm. Belki de güçlenmişimdir. Ne dersiniz?

Geçen sene üniversite sınavına girdim hayalim bir psikolog olmak. Neden biliyor musunuz? İnsanlara iyi gelmek istiyorum. Onların bana güvenmelerini istiyorum, bana inanmalarını istiyorum. Belki de bana iyi gelecek biri olmadığı için bu düşünceye kapıldım, bilemiyorum.
Neyse sınavda istediğim puanı aldığım söylenemez. Gerçi biri gelip bana;
Kendine inanıyor musun? Dese
Kendime inanmıyorum derim.

Bunu başarabilir misin? Dese
Bunu başaramam derim.

Kendine güveniyor musun? Dese
Kendime güvenmiyorum derim.

Belki de başkalarına güvenimi kaybettiğim gibi kendime olan güvenimi de kaybetmişimdir, kim bilir.
Biraz da kendi iç dünyamdan bahsedeyim yani odamdan. Odam üst katta bulunuyor. Merdivenlerden çıkınca sol tarafta... Öncelikle siyah bir kapı karşılıyor sizi. Kapıdan girdiğinizde siyah çalışma masası, siyah ayna, siyah tablolar, siyah yatak örtüsü, siyah kitaplar... ve siyah olan bir sürü şey. Sanırım kendi içimi odama dökmüştüm... Odam beni yansıtıyordu adeta ve sanırım bu yüzden hep odamda kalmak istiyordum.

Saatlerdir odamda ne yaptığımdan bahsedersek sabah kalkıyorum yatağı toplamaya bile tenezzül etmeden elimi yüzümü yıkıyorum, tek başıma kahvaltı ediyorum- tabi buna kahvaltı  denirse- sonra odama çıkıp yatağıma geri yatıyorum. Telefonumu açıp insanlara iyi geleceğine inanıp açtığım sayfama giriyorum. Evet doğru duydunuz psikolog aşkım küçüklükten beri vardı ve ben psikolog sayfası açmıştım. Belirli bir ücret karşılığında insanların dertlerini dinliyor, onlara derman olmaya çalışıyorum. Tek geçimim de bu zaten. Belki de yakında bir ofis kurup bu işi gerçekleştirebilirdim çünkü üniversite sınavı tam olarak 1 hafta sonraydı. Peki ya bana kim derman olucaktı?

471Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin