60 19 4
                                    

-Dün Gece-

Selma Ilgın

Sessizliği bozarak sitemli şekilde söylenmeye başladım “Buradan sonra seninle asla görüşmeyeceğiz. Bu ilk ve sondu. Bir daha karşıma çıkma”

“Bakıyorum bana biraz yardım ettin diye hemen tepelere çıktın”

“Bu yardımı başkaları öğrenirse ne olur biliyor musun? Hayır Yiğit. Sana zarar verebilirler, geleceğini elinden alabilirler ve en önemlisi, ”

“En önemlisi ne? Ne yapabilirler ki daha fazla?”

“Aileni öldürebilirler Yiğit.”

“Bak bana, ben karısını kaybetmiş bir adamım. Peşimde bir sürü başıboş mafya bozuntusu var, şimdi saçmaladığın zırvaları bilmiyor muyum sence?

“Dengesiz kararlar aldığın için bilmediğini düşünüyorum açıkçası.”

·Sabah·
Yiğit Bulut;
Şiddetli baş ağrısıyla gözlerimi araladığımda manolyanın

+Hadi kalk babaa

-Prenses, beyaz atlı prensi mi kaybetmiş yoksa?

+Günaaaydın, bak kedimiz de kalktı. Hadi kalk kahvaltı yapalım, bugün bana omlet yapsana.

-Tamam hadi mutfağa koş bakalım, elimi yüzümü yıkayıp geliyorum prenses.

-Sen meyve suyunu çıkar, bende önemli bir şey olmuş mu bir bakayım.

+Babaa, telefonu alma eline bu sefer. Salona bırak, baba kız güzel bir kahvaltı yapalım, telefonun içinde bir sürü insan var, yalnız olmuyoruz ki.

-Tamam tamam, öyle olsun bakalım. Hemen koyup geliyorum.

Her ne kadar şu telefondan uzak kalmamam gerekse de, minik profesör kırılmaz değil mi? Elbette kırılmaz. Telefonu bir kenara bırakıp, sofra hazırlığı için mutfağa geçtim.
Bir yandan birbirimize şarkılar söylüyor, bir yandan da kahvaltılık malzemelerle tabaklara şekiller veriyorduk.

-Bir Yeni Mesaj-

Işıl; Öğrendiler. Her şeyi öğrendiler. Evine bile gelebilirler. Kaçmanız gerek.

Işıl; Lütfen bak şu mesajıma. Sana bir şey olsun istemiyorum. Vicdan azabı çekmek istemiyorum.

Işıl; Ya neredesin? Kaç diyorum kaç. Bekle ben geliyorum.

-

+Baba omlet çok güzeel olmuş, ellerine sağlık.

-Afiyet olsun bebeğim, hadi ellerini yıka sonra da film izleyelim.

Bugün biraz farklıydı, farklı bir his vardı içimde. Çok kurcalıyor kafamı bu his.

+Baba?

-Ha? Ha, efendim prensesim?

+Ellerine sağlık babacım.

-Afiyet olsun meleğim.

Tam son lokmayı ağzıma götürecekken bir anda bir gürültü koptu, patlama sesi gibiydi. Yerimden hızlı adımlarla Mâra'ya doğru koşarken, karın bölgemde bir acı ve yanma hissettim. Damarlarım patlıyor gibiydi, içimden sıcaklık akıyordu, bilincim kapalı şekilde başımı öne doğru eğip karnıma baktığımda, kıpkırmızı bir tişörtten başka bir şey göremiyordum, bilincim iyice kapanmış, gözlerimi zor aralıyordum. Yavaş yavaş tüm dürtülerim elimden kayıyordu. Bu acının üzerine büyük bir sızıyla yere kapaklandım. Gözlerimin feri gitmişti, artık gözlerimi açamıyordum.

Soğuk Boyalar║Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin