Meftun (BXB)
" Ellerini ensene koy ve arkanı dön çocuk bana daha faza tekrar ettirme! " dedi öfkeyle Kırık gözlüğümdeki mavilerimi onun öfke dolu yeşilerine çevirdim keskin ve sert bakışları beni öldürecek gibiydi çok korkunçtu.
" Ellerini ensene koy ve arkanı dön çocuk bana daha faza tekrar ettirme! " dedi öfkeyle Kırık gözlüğümdeki mavilerimi onun öfke dolu yeşilerine çevirdim keskin ve sert bakışları beni öldürecek gibiydi çok korkunçtu.
*Tamamlandı* "Sence bizden bir cacık olur mu?" dediğimde önce bana öylece baktı, sonra kahkahalarla gülmeye başladı. Öyle ki boynumdaki kolunu çekip dizlerine dayadı ve katıla katıla gülmeye devam etti. "Lan ne gülüyorsun?" diye sinirle sordum. Teyzeler pencereye çıktı ve gözleri hemen bizi buldu. "Sussana lan, Allahı...
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi...
Yeni yöneticisinin gelmesiyle birlikte Can'ın iş hayatı oldukça zorlu geçecek.
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYL...
[TAMAMLANDI] B.N.: Sizi dava edeceğim! NİŞANCI BEY: Anlamadım? B.N.: O elinizdeki nişancı silahı var ya? NİŞANCI BEY: Evet? B.N.: Onunla düşmanı vurmanız gerekirdi, kalbimi değil.