Varislerin Oyunu (Wisteria 1)
24 Krallıktan gelen genç prens ve prensesler için kurulmuş bir Kraliyet Okulu. Ancak acımasız bir suikastçı kendini soyluları teker teker öldürmeye adamıştır. Kaçış yok. Teslim olmak yok. Oyuna hazır mısınız?
24 Krallıktan gelen genç prens ve prensesler için kurulmuş bir Kraliyet Okulu. Ancak acımasız bir suikastçı kendini soyluları teker teker öldürmeye adamıştır. Kaçış yok. Teslim olmak yok. Oyuna hazır mısınız?
Jeongin arkadaşlarıyla oynamaması gereken bir oyun oynar ve kendini bambaşka bir dünyada, o dünyanın kralına aşık olurken bulur...
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi...
Kurbanlarının resmini çizen hyunjin ve onun sergisine giden polis jeongin...
"zaman herkese bir günah yükler hyunjin" Gözleri anlayamadığım bir tonda bakarken devam ettim yutkunarak. "Bana dokuz yaşımda yükledi günahını" ~
Üç aylık yaz tatilinden sonra üniversiteye dönen Hyunjin yeni bir oda arkadaşı olduğunu öğrenir ve onunla tanışır. İkili tanıştıktan çok kısa bir süre sonra Hyunjin arkadaşlarının birisi tarafından kaçırıldığını öğrenir. Başta arkadaşlarının gerçekten masum olduğuna inanan Hyunjin, zamanla onların gerçek yüzünü görür...
Hikayemizde bir grup arkadaşın garip olaylar yaşamasını anlatacağız vakit kaybetmeden başlayalım.
uzun zaman sonra yakın arkadaşım bitkisel hayattan uyandı gizemli bir şekilde bir buçuk yıl önce hastaneye kaldırıldı ve bize bundan 2 ay sonra telefonuna ulaşıldıkdan sonra haberimiz olabildi .....
Köprücük kemiklerini dışarıda bırakan kan kırmızısı kadife dokulu elbiseyle ister istemez göze çarpıyordu. Olduğu yerde birkaç adım öne çıktı . Karşısında kim olursa olsun mutlaka büyüsüne kapılmadan edemezdi. Elindeki tuttuğu işlemeli demir kadehi havaya kaldırdı. Yüzünde, altında neler demek istediğini pek anlamadığ...
"Hayatımın böyle sonlanacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi. Verdiğim emekler, döktüğüm tüm bu gözyaşları boşuna mıydı? Üzüntünün yok sayıldığı zamanlarda öfke mi ortaya çıkardı? Gözün görmez miydi etrafı? Son kez bakıyorum kısa sürede oluşan kan göletine ellerimi kaldırıyorum ve damlayan bir kaç damla kan... Sondu be...