Muhal
Bu kitap ben tarafından yarım bırakılan hayatların avucuna bırakılan bağışlanma isteğidir.. Yazmayı unutan adamın âhı, kendini milyon defa anlatmaya çalışan kadının duyulmayacak olan sesine armağandır. "Sana kaybettirecektim, sana kaybettim."
Bu kitap ben tarafından yarım bırakılan hayatların avucuna bırakılan bağışlanma isteğidir.. Yazmayı unutan adamın âhı, kendini milyon defa anlatmaya çalışan kadının duyulmayacak olan sesine armağandır. "Sana kaybettirecektim, sana kaybettim."
Bir adam tanıdım. Önce kalbimde hissettim nefesini. Sonra ondan öğrendim hassas kalplerin de dünyadaki cehennemden kıl payı sıyrılabileceğini. Bir gece ansızın hayatıma giren bu adamın önceden de hayatımın uzak bir köşesinde yer aldığını bilmiyordum. Kalan bütün hayatımın tam merkezine yerleşeceğini de bilmiyordum. Ha...
Teni kızarmış gökyüzünün, güneşi batırmadan önce dillendirdiği son ninniyim. Şafağı iki geçen gecelerde dolanırım diline, Dudaklarının kıyısında zerk eden hecelerim. Ben teni yanık gökyüzünün dillendirdiği son ninniyim.
Bir şehir. Adı; Gazze. Kızıl bir çöl, çamurlara bulanmış bir akdeniz, ambargo ile kuşatılmış büyük bir hapishane. Bir doktor: Farah. Türkiye'de okuyup şehrine geri dönerek, ömrünü halkının yaralarını sarmaya adayan bir kız.. Bir direnişçi: Muhammed Mirza. Güçlü, öfkeli, sert ve aşılmaz. Elinde silahı ve kalbinde islam...
Pis bir hayatın içinde yetişen Ceylan soğuk ve ıssız bir günde yaşadığı kötü olaydan sonra taş kalpli gibi görünen Ertuğrul'la yolları kesişir.İşte o günden sonra Ceylan'ın tüm hayatı değişir. Ceylan bu pis hayattan nasıl kurtulacaktır acaba? Derin bir aşk Derin bir bağlılık Soğuk bir adam Sıcacık bir hikaye... " B...
Ben kendisini kendine saklayan bir kadınım. Yerin üstünden göğe, göğün üstünden yere bakarım. Kah saçlarımı savurur ruhumu özgür kılarım, kah saçlarımı saçlarıma düğüm yaparak ruhuma bir çentik atarım. Ben kendisini kendisinden saklayan bir kadınım. Eksisi bir artı, artısı milyon tane eksiye denk düşen yarımdan tamım...
-TAMAMLANDI- Ellerini öpüyorum ve yavaşça bornozunu omuzlarından sıyırıyorum. Beklediğim gibi bir göğsü yok. Sol göğsünün olması gereken yerde bir yara izi var.... Karşımda kanseri yenmiş genç bir kadın var. Yaşadıklarını yok saymak onun için ne çok zor olmuştur. O tir tir titrerken gözlerimin dolmasına engel olamıyo...
Gece boyu izledim; Çadıra düşen gölgesini. Peçesini indirişini, Sigarayı yakışını.. Üfleyişini geceye.. Yer yer çadıra dönüp bakışını.. Nefes alıp verişini.. Gözlerinde hiç korku yoktu, deli cesareti okunuyordu yüzünün her köşesinden. Büyük kalabalıklarda dahi kaybolmayacak bir güce sahipti. Herkese göz gezdirirdiniz...
Arızanın ta kendisi olan adam DOĞU ÜZEYİROĞLU! Ne çok iyi ne çok kötü. Onu acımasızlaştıransa kardeşinin bir başka kıza ondan habersiz nakil edilen kalbi. Batu'nun kalbini geri almaya ant içtiği günlerin azabını ise yaşam çiçeği yeni oksijen almış İnanç Gürmen çekecekti. Sessizliğin içinden doğmuş Ekinezya. Bütün...