aynı yerde sayan bir şairsin, sonelerinin bacakları ben olmuşum. onları istediğin gibi dizmek ne kadar nefes kesici senin için. söyle, gömülme bana biz ölmeden önce. beni yaptığın gibi boylu boyunca kıtalarına başka kimi iliştirebilirsin?
çok tatlı görünüyorum biliyorum. localler şekerden yapılma bir adammışım gibi sevimli yanlarımı konuşuyor ama o sırada ben yalnızca tenha bir anı bekliyorum. kanıma bu hissi enjekte eden sensin, sana istediğimi yapmam için beni bir kobay olarak kullanıyorsun. peki ya seni parçalayarak yediğimde sahiden tatlı olabiliyo...
her şey bir demo'dan ibaret. sana tattırılan ne varsa hepsi bir önizleme ancak ben bunu tam bir stüdyo kaydı olarak öne süreceğim, slaytlarında o çalacak.
seni ateşlediğimde kaburgalarımın dilin üzerinde hakimiyet kuracağını düşünmüyordun. hiçbir zaman düşünmedin jeongguk. ve yine hiçbir zaman, bizi birbirimize benzettiklerinde bunu dikkate bile almadın çünkü aldığın şey yalnızca bendim. iliklerine dek arzuyla aldığın tek şey yalnızca bendim.
berabere kalmayı kabul edeceğim tek yer satenlerin. biliyorsun nedenini, bu formalar ardında beni terletmişliğin var. bu kramponlar altında sana çizilmiş tutkular var. [beklemede.]
beni stratosfere uçur, en iyi yerlerimden vur ve ruhumun ozonla nasıl bütünleştiğini gör.
asfaltımı okyanusunla buluşturmanın anlamı varmış gibi. zifte işlenen müziğimin banknotları biçilebiliyormuş gibi. dünyayı değil başka bir şeyi arkanda bırakıyorsun sen taehyung, sürüşler boyu iskeletin olmaktan uzak olduğumu bile bile.
o gün dediklerini hatırlamadığını söylüyorsun ama uçmamıştın, ayıktın berceste taehyung. bana seni ezmemi söyledin. dokusu olağanüstü bir kağıt olmayı ve benim de kullandığım kalemlerden biri olup senin üzerinden insafsızca geçmemi istedin. başımı döndürdün. ve sonra kendi nefesini kendin kestin.
anlamıyorsun işte beni, oysaki çürük duvarda yazılı anlaşılması kolay küçük bir sokak şiiriyim.
bu bal oğlan, jeon'da konaklamak ne demek iyi biliyor. two shot.
savaş sanatı, sun tzu. parazit, oscar. yeraltından notlar, dostoyevski. yani? hepsi birer hap, yine de neden boş hissettiğimi bilmiyorum. sen yeşil olansın, bir halt yediğin yok ama bu borsa uçuruyor beni. ve amansız bir döngü; bomboş. boş hissiyat. ölü bir adamın yürüyüşü gibi. [was stuckinmybrain.] [düzenleniyor.]
[red watercolors.] ne büyük ağustos, sonunda varıyorum saç tellerime. tw//suicide & ocd
arenadaki kumlar dolarsa ses tellerine, seni kurtarmayacağım. [icanbeurbuzzly tae x blowuette jeon.]
hoyratça öpüştüğüm adam halbuki. bir gelir evime anlarlar o olduğunu ama işte tanımazlar ki. serseri derler, jeongguk gibi saygılı bir çocuğun yanlış arkadaş seçimi derler. sesleniyorum şimdi komşularıma, ne arkadaşı ya? biz her gün avizenizi sallandıran çocuklarız, bana oturmaya geldiğinizde çamaşırlığımdaki çarşafla...
bebeğim sadece yirmi üç yaşında, on yedisinden beri ışıkların altında dans ediyor. for jeon jeongguk (and kim taehyung.) 23.
sevgilin var, zerre sevmiyorsun biliyorum. bir tarafları da yetersiz ve küçük, esmer bacaklarının arası için. anlamıyorum, ben bu kadar iyi doldurabilirken neden onunla olmaya devam ediyorsun, sürekli kendime bu soruyu sorup duruyorum. bak bebeğim, hayatın boyunca edindiğin en iyi erkek arkadaşın olabilirim, dünya ter...
