"Neden onlara bakmama izin vermedin?" "Beni tanıyorlardı. Seni de tanımaları ve ikimizi de oradaki pozisyon gibi görmelerini kariyerimiz için iyi olacağını sanmıyorum." "İyi ama kaskım vardı bu kadar abartılıcağını sanmıyorum." "Günümüz hayranlarının montajları hiç de küçümsenecek boyutta değil." Dediği susmama ned...
Göz devirdi Sandy. Onun bu saçma flört işlerini hiç sevmiyodu. "Derste görüşürüz." Dedi yapmacık bir şekilde. Arkasından da kısık sesle, "Umarım kaykayından düşersin." Diyip kapıdan çıktı. "Aynen aynen görüşürüz." Kaykayının tekerini tekrar döndürmeye devam etti Leon. Sonra da yattıkları ranza'dan indi. "Mümkünse gör...
"Beni sevmiyor musun? Tanjiro-kun." "Ben öyle bir şey deme-" söylediğim şeyin farkına varır varmaz susmuştum. Bu gidişatı kabul ediyor muydum. "O zaman ben... Ve sen..." Sustu. Göz yaşlarını kollları ile sildi. "Birlikte." Derken iki elini bir çocuk gibi yumruk yaparak bal rengi gözleri ile tekrar bana baktı. "Olal...
Kapıyı açtı. Tam içeriye o güzel yatağına yatacağı sıra burnuna aniden tutulan garip bir pamuk ve belini sıkıca saran kollar ile gözlerini yorgunluktan ölse dahi kocaman büyütmüştü. Aklına gelen tuhaf şeyler ile bir yandan bitkin vücudunu diğer ise sıkıca sarılmış kollarını kurtarmak için deli gibi çırpınmaya başladı...