ve o güneşti
ve o güneşti. ne zaman dökülse dudaklarından kelimeler, iterdi ruhumu okyanusa. boğulan ciğerlerime rağmen, kalbim atardı.
ve o güneşti. ne zaman dökülse dudaklarından kelimeler, iterdi ruhumu okyanusa. boğulan ciğerlerime rağmen, kalbim atardı.
firûze... gözlerinin kahvesine bitap düşmüş düşlerde bulunduğum kadın. yirminci yüzyılın en güzel annesi, aşkımın nicesini doğurmuş firûze. naçizane tenimin, çehresinin hâyâsıyla kavrulduğu, gözlerimin, tanrının varlığına şahit olmasını sağlayan, en güzel duam. firûze'm... evine hoş geldin.
ezberler ezberler yırtardım ama ben kendimi bu satırların içinden çıkarttım. yazmayı bırak, elim kalem tutmaz bundan sonra. âsıl anlatmak istediklerim, aslında hiç yazamadıklarımda. ─────────────────────── *bu yüzyılın kirine bulanmamış, tarihi aşklardan satırlar veyahut mektuplar.*
efsâne, tamamlandı. sarı badanalı evlerde kazanlar kaynar sarı badanalı evlerde günahlar işlenir her gece sarı badanalı evlerde ölüler yıkanır sarı badanalı evlerde uyur tavus kuşları* sarı badanalı evleri sev biraz-/23
masal, tamamlandı. sen gittiğin gün, bu kentin gövdesini karanlığa boğmak için, evimizi yaktım, ayçiçeği./23
anlatılmayacak duygular, kaybedilmiş dizelere saklanırmış. ─────────────────────── *onyedi nisan'ın hissettirdiklerinden ve istemeden neden olduğum birkaç durumun hapishanesinden selâmlar.*
ben ne yaptıysam, tanrı'nın yarattığı şehveti köşe başındaki dilencinin ellerinden almak için, yaptıysam, acı çığlıklarımın melodisini çocuğuma duyurmamak için yaptım
"bayan clarisse, tanrı'nın bitmeye yüz tutmuş boya tüpleri gibiyiz."
hiç gelmeyen, gitmişlere ithafen. - yirmi iki mayıs o'nun, bilmediğim ismine baş üstümde yer ayırmıştı. yirmi iki mayıs o'nun benden hiç gitmeyeceğinin kanıtıydı. -
kısa hikaye (tamamlandı.) - "Bizler, tanrı tarafından terk edilmiş ve bir köşeye atılmış soytarılarız." rinophelia, 81221.
üstelik kimsenin suçu değil, parmaklarımdan biraz kırılmışlık dökülüyor.
tamamlandı. "karanfil," dedi alnını alnıma yaslayarak, "kafanın içinde dönüp duran şeytanları susturacağım. onların yerine geçmek mecburiyetinde kalsam bile, onları susturacağım." nefesi dudaklarıma vurduğunda gülümsedim, "Bay Süleymanov," dedim, "ay 23'e vardığında, günbatımında bir şeytan doğuracağım. beni bulduğun...
ölüm: kalpte veya kanda mevcut olduğu kabul edilen ruhun yok oluşuyla ortaya çıkan durum.
lüzumsuzun biri dedi, hiç bir şey gerçek değilmiş
Hinata shouyou yıldızları sadece çizdiği tablolarda görebiliyordu. Kageyama tobio ise ölü bir yıldız gezginiydi. [discontinued]
"kızım, yıllardır yasını tuttuğum bir kadın var. çok uzun bir gecenin, yıldızları seyre dalan biri o. kaldırımın üstünden, tek tük taşları ayakkabının ucuyla ezermiş. solgun, ışığı dinmiş hareleri ağır ağır kapanıp açılırmış." - 5722, rinophelia.