• BÖLÜM: 77 Bölüm + 4 Ekstra (Çeviri Devam ediyor) • TR ÇEVİRMEN: haitangyon • KONUSU: Kraliyet altında hizmet veren özel bir örgütün eski lideri hakkında bir hikaye.. Şimdi geçmiş yaşamını geride bırakıp, istemeden savaş dünyasına karışır.. • Word Of Honor [山河令/Shan He Ling] Wuxia dramasının da uyarlandığı, Priest'i...
Arif ani bir karar ile kabinde cenanin dudağına yapışır ve olaylar başlar. ikili birbirine olan hislerini yavaş yavaş aciklarlar ve çıkmaya başlarlar.
Merhabaa, wattpadi yeni yukledim ve biraz karisik geldi, yazacagim hikaye smut icerir ve elimden geldigi gibi gercekci yapmaya calisacagim. (SMUT ICERIR)
17 yaşındaki arif güloğlu, gittiği okuldaki zorbasına aşık olur. arcen ficidir. smut vardır!
arif bir kazada ailesini kaybeder ve başka aile tarafından evlatlık edinilir. ailesinde bir sorun yoktur ama abisi son günlerde farklı davranmaya başlar...
Cenan kampüs başkanı olduğu için müdür ondan bütün sınıfların konferans salonuna inmesini ister, Cenan girdiği sınıflardan birisinde Arif'e gözü takılır ve ondan ilgi almak istediği için onu gizliden zorbalamaya başlar...
Birisi Cenan'a mutlu olup olmadığını sorarsa, diğer kişiye kaşlarını çatarak bakar ve bunun herhangi bir soru için yeterli cevap olacağını bilirdi. Çünkü hayır, Cenan şimdi mutlu değildi. Cenan birkaç kelimeyle vasat bir güne başlamıştı ve değiştimek istemesine sebep olan daha büyük bir utancı vardı; Arif'ten hoşlanıy...
sonunda hayallerine kavuşan arif,orada yaşayacağı şeylerden habersizdi... "normalde en sevdiğim kek kakaoluydu ama arif sevdiği için artık limonlu kek olmuştu." "sana aşığım arif güloğlu!" "çiçekler? sana. begonvil..." UYARI! smut vardır! sonu angsttır!
panik atağı olan Arif 15 yaşında ailesiyle yaptıkları bir kazada anne ve babasını kaybedince panik atağı artar. yeni tanıştığı çocuk sayesinde panik atak krizleri gittikçe azalmaya başlar.
Ünlü Rus yeraltı mafyası Kuzentsov'un sahibi anti kahraman Azrail'in Kılıcı ve tek amacı ülkesine hizmet etmek olan bir kahraman askerin hikayesi...
Sabahtan beri aklımda olan O'ydu. Süt beyazı teni, kömürle boyanmış saçları, baktıkça etkisi altına alan o inanılmaz bal köpüğü gözleri ve porselen bakışlı suratı... Aylardır rüyalarımda peşimi bırakmayan bu genç adam neden rüyalarımda cirit atıyordu ki benim, ismi neydi? Ve en kötüsü neden görmediğim bu hayali güzell...
Konuşamayan bir Han jisung ve onun hasta olduğunu bile bile seven Lee Minho
ÖLÜ AŞK Pişmanlıktı belki de kalbimdeki sızı Susturamıyorum,gitmiyor gözümün önünden ilk gün ki masum bakışları Soğuk bir namluydu sanki kanlı bedeni Boynundaki kırmızıyı gizlemeliydim belli ki O zaman belki daha az acırdı bedeninde ki yüreği Şimdi ise kana bulanmış elleri Çaresizdi sözleri... Yapma demedi sessizdi...
"Siren sesiyle başlamak üzere cinayet dahil her türlü suç, 12 saat boyunca yasal olacaktır." TW: angst, açık şiddet
"ve ben şimdi ay ışığının aydınlattığı terasımdan aşağıya bakarken, ruhumun senin avladığın kuşların arasına karışacak olmasından çok mutluyum." TW: angst
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa... Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa... Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi...
Ölürüm, biliyorsun Ölürüm, biliyorum Ölmelisin, biliyorsun Ölmeliyim, biliyorum Minho öldü. Artık 13 yaşındaki Minho yoktu. Sadece Minho vardı. Jisung'u geri kazanmak için herşeyi yapacak olan Minho. Belki de yoktu. *Deadly Difficulty 1'in devamı!* -Deadly Difficulty 2-
Benim için tek kurtuluş ölümdü. İnsanlar ölümden korkardı değil mi? Ben niye yaşamaktan korkuyorum? Şimdi kendimi bu çatıdan bıraksam mutluluğa erer miyim? "Hey! Ne yapıyorsun sen orada!? Çabuk in oradan, düşeceksin!" *intihar düşüncesi* *kişilik bozukluğu* gibi tramva yaratabilecek olaylar var!!! *Smut içerir* -Deadl...
Zor olduğunu düşündüğümüz şeyler bir gün bize kolay gelir ve başarırız peki ya imkansızı... Issız bir adanın tam ortasında çaresizce ölümü Beklerken buldum onu... Yalnızdım,çaresizdim,umutsuzdum taki onu, kalbimin Sahibini bulana kadar. Ancak yine hiçbir şey değişmemişti Aynı duyguları onunla yaşamaya başlamıştım tek...
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi...
" Ellerini ensene koy ve arkanı dön çocuk bana daha faza tekrar ettirme! " dedi öfkeyle Kırık gözlüğümdeki mavilerimi onun öfke dolu yeşilerine çevirdim keskin ve sert bakışları beni öldürecek gibiydi çok korkunçtu.
Allah canımı alsa da kurtulsa temalı hayatım bir anda pavyonda sarhoş bir şekilde dans ederken kalabalığın içini delerek gelip elleriyle yüzümü tuttuktan sonra "Basorexia nedir bilir misin?" diye sorarak dudaklarıma yapışan uzun siyah saçlı çocuktan sonra daha karmaşık bir hal almaya başlamıştı.
