PROFESYONEL
O bir hırsız. Dahası dolandırıcı ve yalancı. O bir profesyonel. Üstelik gerçek bir dâhi. Ve şimdi polisin ona ihtiyacı var.
O bir hırsız. Dahası dolandırıcı ve yalancı. O bir profesyonel. Üstelik gerçek bir dâhi. Ve şimdi polisin ona ihtiyacı var.
Huzurla yaşadığın evinde yalnız mısın gerçekten? Hiç tanımadığın ve sokakta gördüğünde yüzünü çevirdiğin biri ile paylaşmak ister misin? Peki ya onu sevmeye ne dersin? Bu, evsizlerin değil, bunu sanata dönüştüren köstebeklerin hikayesi... ❥ h.k. gümüş
kafamın içi terkedilmiş bir akıl hastanesiydi. bitmeyen bir kavgaydım. kaçmaya çalıştığım her şeyin tam ortasındaydım.
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi...
Sosyal medya hesabı üzerinden futbol yorumculuğu yapan ve hayli popüler olan Dila Aral, kullandığı rumuz dolayısıyla herkes tarafından erkek zannedilmektedir. Mesaj kutusuna düşen bir fotoğraf ve ardından katıldığı olaylı canlı yayın sonrası hayatı tamamen değişir. Sosyal medyada yerin dibine soktuğu yetenekli futbolc...
Nur Ayaz'ın hikayesi pek çok açıdan normaldi. Ta ki işin içine birden fazla seçenek girene kadar. Bu interaktif bir kurgudur. ❌ GKB okuru Mervekvt diyor ki; Onları okuduğum için çok mutluyum, bazı seçenekler anlık panik atak yaşatıp diğer bölümde ne olacak diye düşündürürken gölgenin ötesine geçme aşamasına gelmiş ol...
FİNAL OLDU!!!! Umuda sarılmış kalplerin hikayesi... Karanlık bir yolda el ele ışığa doğru yürümenin, umudun hikayesi... Yaralı genç bir kızın avucundaki yıldızlarla karanlıkta kalmış sevdiği adamın kalbini aydınlatmaya çalışmasının hikayesi... Bir onkoloji hastanesi... Hayallerini ve umutlarını bir hastane kapısında...
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak...
Ben, odasını dağıtıp bir daha toplamayan o çocuktum. Elini prize sokan, süt kutusunu başına dikerek içen, annesinin terliğinden korkup kaçan kişiydim. Karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmaz, adımımı atardım. Ölümün beni bulamayacağına inancı tam olan ahmağın tekiydim. Ben bin parçaya bölünmüş bir adam, bu dünyanın...
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul beni...
Bachmann'ın dediği gibi: "Bir yara, ancak dokunulmadığı takdirde iyileşebilir."