ÖLÜM YOLU
İşine hastalık derecesinde bağlı bir doktor. Suriye'deki iç savaştan kaçan bir baba ve kızı. Onların peşinden gelen ve attıkları her adımı takip eden, öldürmekten bir an olsun çekinmeyen bir ölüm makinesi.
İşine hastalık derecesinde bağlı bir doktor. Suriye'deki iç savaştan kaçan bir baba ve kızı. Onların peşinden gelen ve attıkları her adımı takip eden, öldürmekten bir an olsun çekinmeyen bir ölüm makinesi.
Arkasına dönüp sadece bir dakika önce hayatta olan insana baktı. Dünya'yı bir aşağılıktan daha kurtardığını düşünüyordu. Sahi öyle miydi?..
"Bu söylediklerine inanmıyorum, hepsi deli saçması! Hafızamı kaybettim diye benden faydalanmaya çalışıyorsun! Ben asla seninle birlikte olmadım!" "Ne derler bilirsin; 'Asla, asla dememek lazım.'" Karşımda durmuş yüzünde o nefret ettiğim ukala gülümsemesiyle bakarken bütün vücudum öfkeyle cayır cayır yanıyor. O ise...
Şarap rengi yalnızlığın içinde siyah bir boşluktayım, oturuyorum. Gözlerimin mavisi soluk. Dudaklarımda kan tadı var, emdikçe kokusunu da alıyorum. Uzuvlarım kımıldamak için gün batıracakken, güneş batmamak için ay taklidi yapıyor. Dünya bana ters dönüyor. Hep ters mi döneceksin Dünya, yoksa bir güneş batımında hayatı...
Kaçtığımı sanırken, aslında her adımım beni ona daha çok yaklaştırmıştı... Ve her bir adımı, yasak bir zevkle atmıştım...