Bu hikaye tamamen hayal ürünüdür.Gerçek kişi yada kişilerle yada herhangi bir kurumla alakası yoktur. +18 içerikler içerebilir. Lütfen okurken ciddiye almayın ve sadece kafa dağıtmak adına okuyun. ESKİ ÇAĞLARDAN BERİ SÜRE GELEN BİR İSİM.. O VLAD TEPESH DRACULA. KAN TUTKUSU,ACIMASIZLIĞI VE FİONA YA OLAN AŞKI..... ÇARE...
Bir yandan kırmızı şarabından küçük yudumlar alıyor bir yandan da evin içini geziyordu.Ayak sesleri yankılanıp sessizliği bir bıçak misali kesiyordu. Adım sesleri yaklaştıkça içimde garip hareketlenmeler oluşuyordu.Korkuyor muyum yoksa heyecanlanıyor muyum bilmiyorum. Kendinden emin adımlarla şömineye doğru ilerlerken...
Kapat gözlerini... Karanlık hala çekici, yalnızlık hala en kalabalık sokak.. Dinle sesleri! gürültülü yalnızlık hepsi... Hisset beni...! Rosalie Storm... Elleri kayıplarla dolu, ruhu paramparça olmuş, uçurumun kenarında rüzgara karşı dans eden bir kız..! Birgün o uçurumundan onu bekleyen canavarının kollarına düşüveri...
-"Zaten beni kaçırmak istemezsin" dedim yine zorlama bir kahkaha ile.. Bir yandan da gözümü yoldan ayırmıyordum.. Ormanlık bir yola girdiğimizde hava da yavaş yavaş kararıyordu.. İçimin ürpermesine engel olamamıştım.. -"İşimiz çok uzun sürecek mi?" Yan gözle Xander'a bakmayı ihmal etmiyordum ama birden gözlerindeki yu...
Gözlerini kapat... Gürültülerin altında ezilmiş olan sessizliği dinle. Ruhunu gökyüzüne doğru özgür bırak... Ve çok iyi hissettiğinde aç gözlerini... Babanın ani ölümünü duy, haykırışların bitmemişken ellerindeki vasiyetnamenin yazılı olduğu kağıdı hisset, etrafına bak. Birçok insanın baskıcı gözleri üzerinde. Çök...
Bir karar, bir insanın tüm hayatını değiştirebilir miydi? Umutlarını kurutabilir miydi? Gökkuşağının renklerini silebilir miydi gözlerinde? Bir adam, bu kadar acımasız olabilir miydi? Geride bıraktıklarını unutmaya çalışmak ne kadar doğruydu? Yeni bir sayfa açılmıştı, Buke için. Ancak bu sayfa bembeyaz deği...
