YARALI GÜVERCİNİM
BURCU VE YAMAN
Yağmurun Adı Aşk adlı hikayemiz, SEVGİMİN ESARETİ olarak raflarda yerini aldı.
Sus Ne olur inandırma Aşkına Senden sonra gidecek yer bulamam, yurdu yuvası olmayan bir kuşum Mavilerini küçüçük ellerimle taşıyamam orada kendime yer bulamam.. EYLÜL Yapma Arkana bakmadan gitme Gör sensiz fırtınalarımı sen dindirirsin ancak geçmeyen acılarımı Sonbaharımsın Eylül, izin ver yurdun, yuvan...
Tek bir sevgiyi bilen bir adamın Ve ona aşık olan kadının İlmek ilmek sabırla, sevgiyle örülen aşkı.
& Bir Aşk Masalı & Önce kadın oldu o... Çocuk olmadan , genç bir kız olmadan... Çünkü öyle dediler...öyle istediler... O da kendine biçilen rolünü kavradı hemen.. Çünkü o hiç kimsenin küçük kızı olmadı küçüğü , sevdiği olmadı... Yazıldığını düşündüğü kaderine razı geldi,kabullendi.. Ta ki onun tarafından sevilene kada...
"Birbirimiz için yaratıldığımızı ne zaman kabul edeceksin?" "Asla! Sen ve ben... o kadar farklıyız ki!" "Ah evet evet biliyorum şu klişeler değil mi? Gündüz ve gece, siyah ve beyaz, ay ve güneş gibi bir sürü benzetme yapacaksın." "Hayır, öküz ve trene benzetecektim aslında!" * 2012'de kitap olarak yayınlanmış ve baskı...
Aşk,uçurtmalara benzer paşam... Sen ne kadar seversen sev,ne kadar özgür bırakırsan bırak o kendi karar vermeli ne kadar yükseleceğine... Çocukluğumuz uçurtmalarımızdı bizim bir de sevdalarımız... Sevdalarımızı da böyle yaşardık,korurduk hatta kimi zaman ne kadar sıkı tutarsak tutalım elimizden kayıp giderdi ama mesel...
Esved; Karanlıkla sarılmış bir adam.... Lumina; Işığın içindeki parıltılar kadar saf bir kadın.. Hak etmediği birşeye el uzatmak bütün dinlerin ortak günahıyken.. Cehenneme birinci sınıf bileti olan bir adam bunu umursar mıydı? Umursamadı Esved... Tüm zerreleri adedince istedi kadını...
Kamuflajlı kollarının kızın sarı bukleleriyle oluşturduğu tezata gülümsedi. Sonra gözlerini aşağıya indirdi. Bedeniyle duvar arasında küçücük kalan bir kız. Beyaz dantelin örtemediği göğüslerin arasındaki muhteşem vadi. Kızın kokusuyla sarhoş olmuş burnunu o çukura gömmemek için kıvranırken mırıldandı. "Ben askerim...
Bir insan diğerini en çok ne kadar severdi? En çok ne kadar özleyebilirdi...? Aşkın sınırları olur muydu ? Ya da özlemenin... Beklemenin... Ne demişti şair ; ''Yıkıldı seni bekleyen şehir, artık gelsen de bir gelmesen de..'' Gelecek miydi? Tamamen benim olmaya...bende kalmaya...yıkılmadan içimde onu bekleyen şehir?
Pişmanlığın yeterli gelir mi affetmeye bilmem Mutlu geçen günler hayatın bana borcuydu Artık bu saatten sonra senden gidemem Ama şimdi telafi etsen de yaşanmamış yıllar unutulur mu?
Yade, acı bir ayrılığın sonrasında kendini bir çıkmazın içinde bulur. Aşağılanmış, kırılmış ve özgüvenini yitirmiştir. Ama kardeşi Mahir'in arkadaşı Asaf'la karşılaşmaları içine bir umut ışığı düşürür. Kaybettiği özgüvenini Asaf sayesinde yeniden kazanmayı ve yaklaşan mezuniyet balosuna bambaşka bir Yade olarak katıl...
Annelik Anlaşması' nı okuduktan sonra Kerem'in küçük kız kardeşi Miray'ın anlatıldığı Aşkın Amansız Savaşı' nı okumalısınız ve ortanca kardeş olan Demir'i ise üçüncü hikaye olarak Asi Çiçeğim'de okuyabilirsiniz arkadaşlar.