the raven
Yıldızlı gecelerde gördüm seni. Beni acımasızca öptün. Dudakların büyülü bir dünyaydı, gökyüzün mücevherlerle asılıydı.
Yıldızlı gecelerde gördüm seni. Beni acımasızca öptün. Dudakların büyülü bir dünyaydı, gökyüzün mücevherlerle asılıydı.
Harry artık ölümün nasıl koktuğunu biliyordu. Ölüm,mavi kadife gibi kokuyordu.
Terapist bize baktı. "Michael önce sen başla." "Tam bir deli! Michael çoraplarını yerden al, Michael Lola'ya alfabeyi öğret, Michael çorbaya tuz at, Michael çatıyı onar, Michael uzaya çık!" Ona baktım. "Uzaya çık demedim."
Ruhumda dolaşan, bir günlük kelebeğin cesedini ellerimle taşıdım kalbime. Parmak uçlarımla son kez okşayıp koydum tabuta. O kelebek kalbimle ruhumun arasında bir araf olarak tekrar kanat çırpacak. Bir gülüş gözümden kalbime düşene dek orada hapsolacak, kelebeğim. Ya hayat bulacak, ya da sonsuzlukta kaybolacak. Şimdi o...
Kaçtığımı sanırken, aslında her adımım beni ona daha çok yaklaştırmıştı... Ve her bir adımı, yasak bir zevkle atmıştım...
'Sen Asla iyi olamazsın Lucretia. Sen kötü olarak var oldun. Dehşet acı kaos ve kan bunlar seni güçlendirir iyilik, işte onun olduğu yerde sen yok olmaya mahkumsun. Seni İyiliğin ve saflığın varlığını sürdürebilmesi için yarattık. Tıpkı siyahın olmayacağı bir yerde beyazın değerinin olmaması gibi. Sen olmalısın ki iyi...
İki soy. Richardson ve Gonzalez. Wendy Gonzalez. Annesinin ölmeden önce nasıl biri olduğunu 20 yaşında öğrenen, en yakın arkadaşı tarafından ihanete uğrayan ve ilk aşkının yüz üstü bıraktığı kız. Hayatını yoluna koymak ve düşünmemek istemişti, başardı da. Yeni aşk, yeni arkadaşlıklar... Ta ki reddettiği geçmişi karşıs...