YAZ ÖKÜZÜ
Hikayeyi güncellemeyi unutmayın
"Ruhum kanlı ellerimde can çekişirken, aldın ellerimi avuçlarına..Usulca açtın birbirine kenetlenen kan içindeki parmaklarımı..Buldun yok olmaya yüz tutmuş olan ruhumu kuytu köşede..Sevdin..Öyle güzel sevdin ki, ruhuma dokunduğun yerden hayat buldu bedenim.. Vazgeçme ne olursun..Yok olacağımızı bilsen bile vazgeçme."...
Her acı günü, her çektiği işkence, her çaresizliği bedenine, tenine ve bakışlarına işlenmiş fırtına gözlü bir adam.Sizi yakıp yıkan, her hücrenizi geri döndürülemez parçalara ayıran dipsiz karanlığına rağmen nefesinizi kesecek, kalbinizi acıtacak kadar güzel biri.Yıllarca boş bir kabuk gibi yaşayan, intikamını, masumi...
İntikam... Beni bu kişi olmaya zorlayan şey intikamdı işte. Basit bir sözcük ama içinde birçok duygu barındırıyor; öfke, kin, acı... Çalınan çocukluğum... O günden sonra içimdeki intikam aşkı bir gram olsun eksilmedi. İntikam ateşiyle yanıp kavruluyordum. Bunu bana, aileme yapanlardan intikamımı alana kadar da sönmey...
"Kimseye güvenim kalmadı benim." dedi kuru bir sesle. "Yanından gitmem için mi söylüyorsun bunu bana?" Sesimi onunki kadar ifadesiz tutmaya çalışmıştım ancak boğazıma oturan yumru buna engel olmuştu. "Yanımda kalman için söylüyorum." diye itiraf ettiğinde sesi acı çekiyormuş gibi çıktı. Yıkılmaz Doğu Keskin'i ilk def...
Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurumundan bile geçmezdi. Allah'ın sevdiği kuluymuşum ki hem çok sevmiştim...
"Önüne ördüğü buzdan duvarlar ileriyi görmesini engelliyordu genç kadının. O kadar üşümüştü ki artık ellerini hissetmiyordu. Öylece köşeye sinmiş ölümü bekliyordu. Kuzey'den gelen rüzgar içinin biraz daha titremesine sebep olmuştu. Ama bilmiyordu ki rüzgar beraberinde güneşi de getirmişti..."