SEN ON YEDİ YAŞIMSIN
GİTTİĞİ YERE KADAR DEĞİL, GÜCÜNÜN YETTİĞİ YERE KADAR SEVMELİ İNSAN. - Miraç Çağrı Aktaş
GİTTİĞİ YERE KADAR DEĞİL, GÜCÜNÜN YETTİĞİ YERE KADAR SEVMELİ İNSAN. - Miraç Çağrı Aktaş
Yıllar önce, hayatındaki ilk aşkı olan babasının gözlerinin önünde öldürülmesinden sonra hayata küsmüş genç kız. Üzüntü, özlem, hasret... Yıllar sonra toparlanmaya başlamışken; bedeni, kalbi, beyni yeniden tükenmeye başlar. Bora'yla tanıştıktan sonra Deniz nelerle karşılaşacak?.. Tabi birde yıllardır aşkını gizleye...
Güneş altında parlayan sarı saçlarıyla, yeşille sarı arasında karar verememiş ela gözleriyle, adı gibi geçtiği her yerde toz kaldıran... Rüzgar... Rüzgar Demirsoy... O "Mesafeler aşka engel değildir." sözünü kanıtlamaya çalışmakta. Sizce aşka engel midir mesafeler?
Siz hiç uzakta birini sevdiniz mi? Her gün yanında olamadığınız, her gün elini tutamadığınız, zor zamanlarında yanında olamadığınız... Dediler ki; gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki; gönüle giren gözden ırak olsa ne olur? Uzakta olsa bile telefon ile konuşurken kokusu burnunuza geliyorsa, sesini duyduğun...
Bir insanı sevebilmek için sadece kalbe ihtiyaç duyanların hikayesi.. Sadece yüreğinde hissedenlerin, birbirlerinden habersiz bir Sezen Aksu şarkılarında ağlayanların, mesafeleri sorun etmeyenlerin, imkansız olduğunu bildiği halde aşkından vazgeçmeyen insanların hikayesi.
" Yıllarca sesini duyamadığınız, kokusunu bilemediğiniz,aynı fotoğrafta bulunmanızın imkansız olması,aynı ülkede bulunamadığınız,aynı marketten alışveriş yapamadığınız aynı sokaktan bile geçemediğiniz birine aşık oldunuz mu hiç ? İşte ben oldum... Fakat mesafeleri aşınca her şey düzelecek miydi ?Acaba o beni sevecek...
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geç...
Ölümün sıcak nefesi ensesini okşarken günahın harlanan ezgisi balçıkla sıvanmıştı. Babasının gölgesi ve esareti altında yaşama tutunan, sol yanındaki acılarıyla perçinlenip, kozasındaki duvarları tırnaklarıyla kazıyan bir kız. Avuçlarında kırık kanatları, ruhuna satır satır işlenen bir aşk. Tüm hayatının çetrefilli yo...
~ "Her şeyi silerim de bu diyardan gözlerimdeki sana çâre bulamam..." ~ "İmkansız diye bir şey yoktur..." ~ "Karanlıklar içinden gün doğar ya aniden..." ~ "Özledim seni deniz gözlüm..."
"Ben uzun zamandır hiçbir şeyden emin olamıyorum. Bir sabah kalkıyorum, yaşamak istemediğimi düşünüyorum. Hayatta kaybettiklerin kazandıklarından fazlaysa yaşamanın ne anlamı var ki? En son ne zaman bir şeyi kazandığımı, en son ne zaman mutlu olduğumu hatırlamaya çalıştığım anda da..." derken gözlerim yine dolmuştu. "...
Arkadaşlıklar, aşk, aile, okul... Hayatınızda her şey mükemmelken, elinizdekilerin farkına tam olarak varamazsınız... On yedi yaşındaki Güneş, anne babasını ve küçük kardeşini kaybettikten sonra, yaşadığı acıların ardından hayatına devam etmek istiyordu. Güçlü olmak zorundaydı. Eski okulundan işlemediği bir suç yü...
Bizim hikâyemizde isimler yok; sadece o ve ben varız. O, dünyadaki bütün kitapları okumak istiyordu. Ben ise sadece onu istiyordum... (Obur Okumalar kategorisinde bir Watty ödülü: Kancalarını takıp çıkarmayan o hikayeleri biliyorsun değil mi? Cümlenin ortasında uykuya dalsan bile okumayı bırakamadığın o hikayeleri? Bu...
"Bence bu anlaşma senin içinde çok kârlı olacak, iyi düşün." "Hayır ben istemiyorum. Düşünecek birşey yok." "Söylesene. Bu hâlde hemde kucağındaki bebekle ne yapmayı düşünüyorsun?" "Bu sizi ilgilendirmez." "Bebeğin babası nerede?" "Bebeği terk etti." "O zaman ben o bebeğe çok iyi bir baba olurum..."deyip bebeği kucağı...
"KEŞKE HİÇ ATMASAYMIŞ BU KALBİM ! BEN SENDEN ÖNCE BİLE DAHA İYİYDİM" Doktor; "Ünal Bey! Kızınız kendine zarar vermeyi, ancak birine Aşık olunca bırakacak. Yoksa, kendine zarar vererek ve bu zarar boyutu büyüyerek hayatına mal olabilir." Ünal Bey doktorun söylediklerinden hiçbirşey anlamamış bir vaziyette boş gözlerle...
Annem ve babam, bana karşı hiçbir zaman, o sevgi dolu ve ilgili anne babalar gibi olmadılar.O yüzden ben de küçüklüğümden beri kendimi, rengârenk hayaller kurarak mutlu etmeyi öğrendim.En sevdiğim hayalin rengi ise beyazdı.Beyaz bir gelinlik... Beyaz, mutluluğun, aşkın ve bir gün kendi yuvamı kurabileceğimin müjdecisi...
Aşk...1 kelime 3 harf. 'Ee bunu zaten biliyoruz'diyenleri duyar gibiyim. Evet kesinlikle haklısınız.Aşk'ın bir kelimeden ve üç harften oluştuğunu biliyorsunuz.Ama kesinlikle bilmediğiniz birşey var; SİZ AŞK'I BİLMİYORSUNUZ..! Bildiğinizi sanıyorsunuz.Bunu Toprak'ın Yağmur'a olan aşkını okudukça anlayacak,anladıkça da...