The Sedition
Birbirimizi sevmek için yanlış dönemdeydik.
7 yıllık bir mahkum olan Lu Han.. Tehlikeli kadın avcısı, işinde profesyonel jigolo Oh Sehun.. ●○● Ölümle girdiği hapishaneden bir ölümle çıkacağını nereden bilebilirdi ki? Ya da ufak bir tesadüfle tüm hayatının değişebileceğini.. Hayat bir şekilde yollarını kesiştirmişti. Bu yol ikisi içinde tek çareydi. Çünkü onlar...
"Ateşin etrafında dolaşıyorsun , Luhan. Ateş seni yakar. Kül eder... Ben bulaşmak isteyebileceğin biri değilim."
Çivi gibi sert ateş kadar yakıcıydı Luhan. Babasının intikamını almaya kararlıydı Luhan. Öyle ki asla yapmaması gereken bir şey yaptı. Önce saçlarını verdi Luhan, ardından bedenini ve adını. Ama hayatın ondan alacağı bir şey daha vardı. " Bana bak. Beni gör. Bu miğferin altında silah arkadaşın yok. Bu kalkanların ard...
Sen bayım! Evet, sen! Üzerindeki gri takım elbiseyle file benzeyen adam! Yüzündeki o korkunç maskeyi indireceğim. Sen canavar değilsin. Sadece canavar olduğunu söyleyip insanları etrafından uzaklaştırmaya çalışan bir korkağın tekisin.
"B-ben bambaşka bir yere gidiyorken, sana geldim." "Onun yerine-" dedim derince yutkunurken. "Ben geldim sana."
"sonra da sehun ile tanışmıştım işte. çocuk aklı olsa gerek, onda yıldızlar güneşler ve dünyalar görmüştüm. asla belli edememiştim ama o, şarkı gibiydi. resim, heykel ya da şiir gibi. seneler sonra bile karşınıza çıktığında 'oh.. bunu biliyorum.' dediğiniz türdendi. ben onu unuttukça daha çok hatırlıyordum."
"Ne o yoksa aşık mı oldun?" Sehun boşalttığı kristâl bardağı bırakıp, yüzünde ki sırıtışıyla Luhan'a döndü. "Sanmıyorum." Luhan gülümsemesini yüzünden silip yüksek tabureden zıplayarak indi. "Adeta bir ceylan gibi sektin." "Kapa çeneni!" Luhan, Sehun'u arkasında bırakarak kulaklarını sağır edecek gürültüyle ortamı çoş...
André Aciman'in aynı adlı eserinden HunHan'a uyarlamadır, romanın sonu @hunfection ve @myskyexo tarafından değiştirilmiştir.
Dünya ülkelerinin yaşadığı soğuk savaşın ortasında, içlerini ısıtacak bir aşkın içinde buldular kendilerini. Biri Kore askeri diğeri ise Rus ajanı. Peki bu aşk kalplerden dillere dökülüp engelleri aşmalarına yetecek miydi? Yoksa duygularını sonsuza kadar kalplerinde taşıyıp yollarını mı ayıracaklardı? "Sen benle kal ...
Kuzeyin soğuk ayazında bedenini titreten rüzgara direnerek yürüyordu. Soğuk rüzgar her estiğinde derisi titreyerek kürkünü hareket ettiriyor ve azalan direncini daha da zayıflatıyordu. Kırmızıya boyanan kürküyle aynı renge sahip diz boyu kar üzerinde, arkasında kırmızı birer damla bırakarak santim santim ilerliyordu. ...
"Hiç seni sevebileceğimi düşündün mü?" Sehun alayla sordu. "Ben... Düşündüm." Sehun yan ağız sırıtıp, kolunu Luhan'dan kurtardı.
Burnu enseme sürtünerek diğer tarafıma geçerken "Tanrım..." diye sızlandı. "Çok sıcaksın Luhan." Bir an sonra sırtım dalgalı aynaya yaslanmış, Sehun'la yüz yüze duruyordum. "Çok sıcaksın." diye tekrarladı bu sefer yanağını yanağıma yaslarken. "Bu hep böyle devam mı edecek? Ölene dek duyularımın algıladığı tek şey sen...
Sadece cahil birer çocuktuk. Hatalarımızla büyüdük, onları belki bir dönem daha sürdürdük. Sonra sen geldin efendim. Sen geldin. *Yetişkin içerik içermektedir.
**** "Bana yardım eder misin?" beklemeden sorduğumda bana baktı. "Ne konuda?" "Senin gibi olmayı bana öğretmen konusunda..." "Ne?" söylediğim şey ile bu sefer bakışlarında şaşkınlık hakim olmaya başlamıştı. "Duydun işte... Bana nasıl bu şekilde güçlü, havalı ve erkeksi olabildiğini öğret..." ****
Onlar, her şeyi gerçeğe çevirendi. Birbirlerinin cennetindeki yasak elmayı yemiş, tanrıdan çok birbirlerini sevmişlerdi. Take me to church ~WWBS *Yetişkin içerik içermektedir.
Dalgaların taşlara vurduğu bir mağaraydı ihtiyacımız. Biribirimizin nefesine aç, dokunuşlarına bağımlıydık. Biz birbirimizin arkadaşıydık, sade ve sadece arkadaştık. *Yetişkin içerik içermektedir.
Kuyruğunu kovalayan bir köpek gibiydim. Dönüyor, dönüyor yine aynı popoya çıkıyordum *Yetişkin içerik içermektedir.
120 yıllık bir kan mührü. Evlilik üzerine yapılan bir anlaşma. Oh Sehun, Kim Luhan ile evlenmek zorundaydı.
‘’Kendimi böylesine erkeksi bulurken,bir başka erkeğin altında ‘Yeniden’ diye inleyeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.’’ * Bir dolandırıcıydı ikimizi bir araya getiren.Bir zamanlar ölümünü dilediğim ancak şimdi seni bana verdiği için minnet duyduğum bir dolandırıcı~
Bu hikayenin yazarı 'Elifeyza' olup hikaye ile ilgili olan tüm haklar kendisine aittir. İleride hikaye ile ilgili herhangi bir değişiklik olması durumunda da aynısının burada geçerli olacağını bildirelim.
Bu kasabanın insanları renk körüydü galiba. Öyle olmasalar gökkuşağının güzelliğine kapılırlardı, ondan korkmazlardı.
Belki de Sehun haklıydı. Birbirlerine kalplerini açmak Pandora'nın kutusunu açmak gibiydi ve bu yüzden mutsuzlukla lanetlenmişlerdi..
Sharpknife: Bazen ölecekmiş gibi hissediyorum. Luhandeer: Pekâlâ... Kim olduğunu bilmiyorum ama öyle hissetmene üzüldüm. Sharpknife: Benimle tanışmak istemezsin. Ölecekmiş gibi hissettiğimde ne yapıyorum biliyor musun? Luhandeer: Ne yapıyorsun? Sharpknife: Tek bir şey yapıyorum... Birilerini öldürüyorum. Tüm hakl...