Efsunlu Adamlar: Kod Adı 1.88 (Kitap)
"Yanımızdan geçip giden adamlar var... Bir de dönüp baktıklarımız, durup izlediklerimiz... Onlar Efsunlu Adamlar... Sırası geldikçe anlatılacaklar."
"Yanımızdan geçip giden adamlar var... Bir de dönüp baktıklarımız, durup izlediklerimiz... Onlar Efsunlu Adamlar... Sırası geldikçe anlatılacaklar."
Annem ve babam, bana karşı hiçbir zaman, o sevgi dolu ve ilgili anne babalar gibi olmadılar.O yüzden ben de küçüklüğümden beri kendimi, rengârenk hayaller kurarak mutlu etmeyi öğrendim.En sevdiğim hayalin rengi ise beyazdı.Beyaz bir gelinlik... Beyaz, mutluluğun, aşkın ve bir gün kendi yuvamı kurabileceğimin müjdecisi...
"Aşkın gelişi, aklın gidişidir." Acaba gerçekten öyle midir? Ya da bir dil bir insan, iki dil... Ah, neyse boş verin şimdi dili falan! Burada asıl önemli olan, aşkın dili! Neşeli, sevimli, az biraz inatçı, ama yeri gelince masum bir kedi olan Aslı Karahan ile Roma'yı fethetmeye hazır mısınız? Yalnız, çapkın İtalyanla...
Serap turizm okuyan sıradan bir üniversite öğrencisiyken, ünlü bir turist rehberinin yanında yapacağı stajı sırasında sıradan hayatını bir Arap masalına çevirecek Dubai'li bir iş adamı olan Omar ile tanışacağını nereden bilebilirdi ki? Omar sadece sıradan bir iş adamı değildi. Onu tanımlayacak birçok sıfat vardı. Çap...
Parlayanların buluşma noktası Facebook grubumuz: Gamze Aydeniz Hikayeleri Instagram hesaplarımız: @gamzeaydenizz @aydenizdongusuu @curetkar_yakut Bir şeyler olduğu kesindi... Bıçak gibi keskin, aynadaki yansımalar kadar bencil, nefesle aynı doğrultuda olmazsa olmaz bir şeydi. Görmezden gelmeyi denedi genç kız. Görmedi...
Fırtına ve Yaprak kitabının 2. yani devam kitabıdır. Bu kitabı okurken, karakterleri ve olayları anlayabilmeniz için 1. kitabı okumanız gerekmektedir.
#1 Romance (18.03.2019) #3 Love (28.03.2019) Wattys2015 & Wattys2016 Kazananı ❝Mayıs Sinekleri, ilk sevişmelerinde ölürlerdi. Eşlerine son armağanları, son nefesleri olurdu. İhanet nedir bilmezlerdi onlar, birbirlerine sadık kalarak göçüp giderlerdi bu dünyadan. Mayıs Sinekleri, aldatılmış bir adamın tek tesellisiydi...
Bizimki zaten normal bir karşılaşma olmamıştı. Ne bileyim, ben taciz edilirken beni kurtarmamıştı yada birden çıkıp 'Sen benimsin.' falan da dememişti ki bu tarz şeylere normal diyor olmam da ayrı bir komik. Nasıl normal bir şekilde tanışabilirdik ki? O normal değildi. Şöyle söyleyeyim, soy ağacında belirdiği gün, o a...
Kamuflajlı kollarının kızın sarı bukleleriyle oluşturduğu tezata gülümsedi. Sonra gözlerini aşağıya indirdi. Bedeniyle duvar arasında küçücük kalan bir kız. Beyaz dantelin örtemediği göğüslerin arasındaki muhteşem vadi. Kızın kokusuyla sarhoş olmuş burnunu o çukura gömmemek için kıvranırken mırıldandı. "Ben askerim...
Pişmanlığın yeterli gelir mi affetmeye bilmem Mutlu geçen günler hayatın bana borcuydu Artık bu saatten sonra senden gidemem Ama şimdi telafi etsen de yaşanmamış yıllar unutulur mu?
✤ Fırtına mı daha sert eserse yaprağı düşürür? Yoksa yaprak mı daha güçlü tutunursa fırtınayı yıldırır? Başını suratıma eğdi ve lafına devam etti. "Bende sana ilgi çekici şeyler gösterebilirim." dudaklarıma doğru fısıldadı kelimelerini. Sıcak nefesinin suratıma çarpmasıyla gözlerimi yumdum. Üzerimde bıraktığı bu...
"Sen annemin istediği gelinin tam zıttısın. Boyama tahtası bir yüzün, sarı olan boyalı saçların, beyaz bir tenin, çılgın ve kıpır kıpır bir kişiliğin var...Ha birde bakire değilsen tam da annemin istemediği gelin tipine uyacaksın. Bakire değilsin değil mi?"
Bir kadının, yirmi altıncı yaş gününde alabileceği en güzel hediyeydi, Ateş. Ve İdil hayatında aldığı her bir pırlanta ve elmastan, pahalı araba ve kıyafetlerden, vücuduna pelesenk olan küçük, altın pırıltılarından daha güzel olan bu hediye için, şükredecekti günün birinde...
“İçimdeki oyuğu dolduran senken, gitmene izin verir miyim?” Romanlara konu alınacak kadar büyük bir aşkları yoktu belki de. Dışarıdan bakıldığında diğer insanlardan hiçbir farkları yoktu. Bazıları için onların tanımı Zavallı Kız ve Havalı Çocuk olabilirdi. Bazıları için. Belki de hiçbir zaman böyle olmamıştı. Eliz...
"Elimden gelse hâli hazırda kenetlenmiş ellerimizden güç alıp onu bu evden kaçırırdım. Denizi görebileceğimiz bir yere giderdik belki... Hiç konuşmazdık. Dudaklarımız değil, dokunuşlarımız konuşurdu bizim yerimize... Başımı onun geniş omzuna yaslayıp burnumu boynuna gömerdim. Onun o tatlı kokusunu doya doya içime çeki...
Heipimiz hayatımızın aşkıyla bir kafe , okul , iş yeri gibi yerlerde tanışıcağımızı sanırız. Bende öyle sanırdım en azından bakkalda tanışacağımızı tahmin etmezdim... "Önemli değil amca sen şu parayı alda küçük hanımefendinin borcunu sil" Pardon ne diyor lan bu dağ yarması ! " Pardon anlamadım beyefendi!" çocuğa d...