10080
Chanyeol boşanmak istedi. Baekhyun ise bir hafta daha... 10080 dakika~
''Havai Fişekler'' sol ellerinin serçe parmağında yeşil ojeyle gezen yıkıkların grubuydu. Bu one-shot @ficstation için yazılmıştır.
Park Chanyeol, Kore'nin gelmiş geçmiş en iyi Cinayet Masası Komiseriydi. Byun Baekhyun ise Park Chanyeol'e aşıktı.
"Neden saçların gri senin?" "Sen neden hastane kokuyorsan, ondan."
Baekhyun birkaç bitki türü keşfetmek istiyordu, yeni bir dünya değil.
Ama denizdeki köpükler gibiydi. Bir anda hayatımda beliren, yaşadığım her fırtınada inatla avucumda tutmaya çalıştığım, sönmesinden korktuğum, bana küçükken umudu anlattığı deniz köpükleri gibi, bizi kurtaracak o denizkızlarının nefesiyle dolu şans köpükleri gibiydi.
Tuhaf. Galiba beni ve onca yıllık yaşantımı tanımlamaya yeterli bir kelime. Başka kelimeler de biliyorum ama ben Baek değilim genelde küfür etmem. Ben kirayı tek üstlenmek pahasına ev arkadaşı istemeyen biriydim. Bilirsiniz, misafirim varken başkası olması, haliyle "Dostum biraz müsaade eder misin?" demek bana göre de...
Çilekli sütümle aynı yerimdeyim yine. İnsanlar beni görmeye alışmıştı artık. Tıpkı onun söylediği gibi. Her gün aynı yerimde onu görmek için bekliyorum. * İçkiye alıştım mı? Ya da artık üstüne kusamayacağım için mi sakin midem? Sanki artık acın, uyuşturmadan aklımdan çıkmayacak gibi. * "Bana Channie diyor ki desene...
Park Chanyeol, zehirli bir yılandı. Her an kanınıza karışabilirdi. Byun Baekhyun ise pençelerini arkasında saklayan naif bir aslandı. Kim Jongin, yeşil ve grinin uyumuydu. Gözleri donmuş bir orman gibiydi. Oh Sehun ise gün batımı gibi sarıydı. Soğumaya başlayan ama parlak.
İlk birlikte oluşumuzun üzerinden bir hafta geçtiğinde, bana gelip dövmesini göstermişti. Yüzük parmağına küçük bir güneş dövmesi yaptırmış, bana da birine aşık olduğunu, parmağında bir ay dövmesi görmeyi çok istediğini söylemişti. Bana sandım, benim dövmeyi yaptırmamı istiyor sandım. Ertesi gün koşa koşa dövmeciye g...
Evet, dedem koymuş adını. Amerika'ya gidip arabayı bizzat ilk elden aldığında kaldığı otelin önünde bir araba dururmuş, bir tekeri patlakmış. Ne zaman otelden çıksa ilk gördüğü o tozdan griye dönmüş araba ve üstünde kırmızı etiketle yapıştırılmış yazı. FLASH9. Dedem otelden ayrılmak üzere çıktığı gün, Pontiac GTO 1967...
İzin verirseniz size neden 1980 yılında ve neden Londra'da olduğumu açıklayayım.
Hun for Nini Biliyorum sen de üzüldün ama ben bittim artık, mahvoldum. Beni sen mahvettin demiyorum ama mahvoldum. "Dayanabileceğimizi sandığımızdan çok daha fazlasına dayanabiliyoruz." demişti Frida, ben artık dayanamıyorum Jongin, senin için bile olsa dayanamıyorum...
"Berbat haldeyim ve yoruldum, itiraf etmeliyim ki ateşe dayanıklı değilim..." Yutkunmak için birleştirdiği dudakları aralanmadan kaybolmuş bakışlarını yakaladım ve dev için yarım kalan şarkıyı tamamladım. "Bunu beni yakmaya başladığında fark ettim." [20.09.2017 14.02.2019]
"Beni sevmiyorsun." Kana bulanmış ellerinden tekini farkında olmadan sarı tutamlarının arasından geçirdi. O böylesine sinirlenmişken karşısındaki çocuğun sakinliği sinirini bozuyordu. "Cehennem tazısına ismimi vermişsin." Diğerinin dudaklarına bir gülümseme yerleşmişti şimdi. "Sen yeraltından nefret edersin." pj&o ser...
Dedim: Siz sevgili oldunuz? Dedi: Yok, biz birbirimize belamızı sürmüşüz..
Willow Maid / Slight Angst, Fluff, Fairytale / Sanat / Müzik / The Willow Maid / 12.974 # Chanbaek Fest 1: Duende Fest, Nisan 2021 #
Aykuşağı ve Kiracısı / Tarihi Kurgu, Angst / Sanat / 23.871 # Chanbaek Fest 1: Duende Fest, Nisan 2021 #
Yaşam dediğimiz şey günümüzdeki çoğu insanın yaptığı gibi hoş çocukluklar geçirip daha sonra öğrenim hayatına başlamak ve yıllarımızı alan eğitim hayatlarımız bittiğinde öleceğimiz zamana kadar para kazanmak için hayatlarımızı ortaya koymaktan ibaret değildi. Bizim değersiz küremizin, dünyamızın dışında olan başka şey...
"Bırak bu tantanayı Jongin, hala masanın üzerinde, doldurmakla mükellef olduğun, boş yapraklara sahip defterler bulunduruyorsun. Onlardan kurtulmadıkça bana umutsuzluktan söz etme. Harfler, kelimeler, cümleler sana karşı beslediği aidiyetini koruyor ve avuçların sekiz yaşından beri mürekkep kokuyor. " Alfa; Sehun. Ome...
"Sene 1985, yaz. Birinin çiçek tacı var saçları ardı, aşığı örmüş, onun da parmakları kükürt kokuyor acı acı. 1985 yazı, haklarını arayan omegalar için kanlı bir kurtuluş oluyor, her sene meydanda binbir renk çiçek yakılıyor." # pg-18 / 16k # [ Chanbaaek Fest 2: SUMMER FEST, Eylül 2021 ]
Bir Noel Gecesi Rüyası / Slice of Life, Angst / Sanat / Şehir / Roma / 16.026 # Chanbaek Fest 1: Duende Fest, Nisan 2021 #
Farklı evrenlerde birbirlerinden habersiz bir şekilde yaşıyorlardı, ta ki o tutulma onları bir araya getirene kadar.. Oh Sehun güneşti, Kim Jongin ise ay.. Peki bu hikayede kim yanacak, kim donacaktı?
Kai'nin defterleri, kitapları , hayatı.. Sehun için köşeye karaladığı notlardan ibaret.
Reenkarnasyon ve tenasüh... Ortak yanları ruhun sürekliliğine dayansa da ayrıştığı yanlar keskindir. Tenasüh inanışı, ruhların dünyaya gelip gitmelerini ceza ve ödül düalitesine dayandırırken, reenkarnasyon kavramında ceza ya da ödül söz konusu değildir. Reenkarnasyon da insan yaptıklarının hesabını vermek yerine ge...