Sessiz
"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."
"Sen annemin istediği gelinin tam zıttısın. Boyama tahtası bir yüzün, sarı olan boyalı saçların, beyaz bir tenin, çılgın ve kıpır kıpır bir kişiliğin var...Ha birde bakire değilsen tam da annemin istemediği gelin tipine uyacaksın. Bakire değilsin değil mi?"
"Elimden gelse hâli hazırda kenetlenmiş ellerimizden güç alıp onu bu evden kaçırırdım. Denizi görebileceğimiz bir yere giderdik belki... Hiç konuşmazdık. Dudaklarımız değil, dokunuşlarımız konuşurdu bizim yerimize... Başımı onun geniş omzuna yaslayıp burnumu boynuna gömerdim. Onun o tatlı kokusunu doya doya içime çeki...
Bir erkek... Hayatın sadece eğlenceden ibaret olduğunu sanan.. Ve bir deniz perisi... Bir sebeple dünyaya gelen.. Ve bir aşk... İmkansıza çare bulmaya çalışan..
Hissiz, acımasız,yakışıklı, güçlü ve zengin. Hepsi kadınlara güvenmeyen Alexander'ı tanımlamak için kullanılabilecek kelimelerdi. Hissiz ise en başı çekerdi çünkü o bütün hislerini rafa kaldırmıştı, ta ki Heaven'ı görene kadar. Kendisine muhtaç bu kız Alexander'ın bütün hayatını ve bütün inançlarını ters yüz edecekti...
Arkadaşlıklar, aşk, aile, okul... Hayatınızda her şey mükemmelken, elinizdekilerin farkına tam olarak varamazsınız... On yedi yaşındaki Güneş, anne babasını ve küçük kardeşini kaybettikten sonra, yaşadığı acıların ardından hayatına devam etmek istiyordu. Güçlü olmak zorundaydı. Eski okulundan işlemediği bir suç yü...
Almanya'ya gitmemle hayatımın degismesi, neredeyse ayni anda oldu. Yeni okuluma alısmak bir yana bir de evde beni bekleyen bir cocuk vardi. KUZENİM!
Geçmişini hatırlamayan bir kız. Derinliklerinde bir yerde sevgi kırıntıları. Gözlerini intikam ateşi bürümüş,öğrendiği bilgiler ise alevleri güçlendiriyor. Neyin doğru olduğundan şüpheli,neye inanması gerektiğinden de. Kim olduğunu bulabilecek mi? Peki bulduğunda ne olacak? Sonuçların ne olduğunu farkında,ne kadar ağı...
Görev; Bir kızı her gün biraz daha, yavaş yavaş öldürmek. Ona işkenceler yapmak ve ölmeyi istemesini sağlamak. Acımasız ama yaralı bir adam. Umutlu ama kırılmış bir kız. Bu görevde ne olacak? Görev onlara ne getirecek? Kız görevin sonunda ölecek mi? Yoksa görevin amacı mı değişecek? Bilmiyoruz. Göreceğiz. *Hikaye ge...
✤ Fırtına mı daha sert eserse yaprağı düşürür? Yoksa yaprak mı daha güçlü tutunursa fırtınayı yıldırır? Başını suratıma eğdi ve lafına devam etti. "Bende sana ilgi çekici şeyler gösterebilirim." dudaklarıma doğru fısıldadı kelimelerini. Sıcak nefesinin suratıma çarpmasıyla gözlerimi yumdum. Üzerimde bıraktığı bu...
. Yıkılmamak için ayakta zor duran kulübenin içine doğru biraz daha ilerlerken sonunun geldiğini anlamıştı. Tahta masaya dayanıp hemen ilerde ki sandalye ile bakıştı, onu alabilirdi. Ona ulaşabilirse hayatını kurtarabilirdi. Önündeki heybetli adam gıcırdayan tahta zeminde ileri doğru adım atınca sandalyeye uzandı...
ŞİMDİ EPSİLON YAYINEVİ KATKILARIYLA TÜM KİTAPÇILARDA... ------- "Biz, aynı rengin iki farklı tonuyduk. Bir yanda soğuk bir gecenin üzerine dökülen ay ışığı, diğer yanda kar yağarken bile parıldayan bir güneş... O ve ben, birbirinden uzak ama aslında bir o kadar yakın iki kişiydik. O ateş, ben baruttum. Temasımız son d...