Sessiz
"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."
"Leyla öldü. Onun ölümünü kabullen artık. Bunun için kendini cezalandırmayı bırak. Kimse hiçbir şeyde suçlu değildi. Her şey olması gerektiği için oldu. Bunu artık anla. Hem senin bir çocuğun var. Onunda bir anneye ihtiyacı... Yoksa oğlun yakında bir leyleğe anne demeye başlayacak. Evlenmen lazım Kutay. Beni anlıyor m...
"Kapat gözlerini Aslı.. Eğer buradan yürüyerek değilde ceset torbasında çıkarsak üzülme. Onlar bizim ruhumuza,gözlerimize,hayallerimize dokunamadılar. En fazla bir gün daha dururuz dünyada,otopsi yaparlar enkaz bedenlerimize,testlere göre diyeceklerki; ruhu,gözleri,hayalleri bakireymiş..."
✤ Fırtına mı daha sert eserse yaprağı düşürür? Yoksa yaprak mı daha güçlü tutunursa fırtınayı yıldırır? Başını suratıma eğdi ve lafına devam etti. "Bende sana ilgi çekici şeyler gösterebilirim." dudaklarıma doğru fısıldadı kelimelerini. Sıcak nefesinin suratıma çarpmasıyla gözlerimi yumdum. Üzerimde bıraktığı bu...
Beni kendine doğru çekip son kalan iç çamaşırımı da yırttığında artık saklanabilecek bir yerim kalmamıştı.. Bacaklarımı aralayıp üstüme uzandığında sadece fısıldayabildim.. -"Ben hala bakireyim... Lütfen.. Lütfen.." Ama bu sözlerim onu pek etkilememişe benziyordu.. -"O halde en eğlencelisinden başlayalım" dedi ve ben...
"Sen annemin istediği gelinin tam zıttısın. Boyama tahtası bir yüzün, sarı olan boyalı saçların, beyaz bir tenin, çılgın ve kıpır kıpır bir kişiliğin var...Ha birde bakire değilsen tam da annemin istemediği gelin tipine uyacaksın. Bakire değilsin değil mi?"
İstanbul... bir genç kızın hayatını değiştiren şehir. Her şey o metrobüs ile başladı... Bazen seçim yapmak gerçekten her şeyden daha zor olabilir. Ve istemediğin halde hayatını değiştirirsin...