MEVÂNÎ
Meyusun gölgesiyle serpilmiş, zamanın soluklarında üşümüş bir kızın, ruhunu engereğin kollarına sermesinin hikayesi... Bu benim hikayem. Adelya'nın ruhuna son gülüşünün, inkisarlı elvedasının hikayesi.
Meyusun gölgesiyle serpilmiş, zamanın soluklarında üşümüş bir kızın, ruhunu engereğin kollarına sermesinin hikayesi... Bu benim hikayem. Adelya'nın ruhuna son gülüşünün, inkisarlı elvedasının hikayesi.
Şarkılar yalan söylüyormuş Baran, kimse kimseyi öldürmüyormuş sevdadan... Şayet öyle olsaydı, girmez miydim benim için kazdığın mezara? Düşmez miydim o dipsiz çukurlara, karanlık kör kuyulara... Şiirler de yalan söylüyormuş Baran, düşülmüyormuş öyle ha deyince... Yürekte yanan yangın, kül etmiyormuş hiçbir bedeni. ...
"Gitmek mi istiyorsun?" diye sordu. "Evet," dedim. "Gözlerime bak," dedi. Baktım. Ve saatler sonra bakışlarında ilk kez, ufacık bir ihtimalle cebelleşen şüpheyi gördüm. "Ben sana her şeyimsin dedim. Ama sen hiçbir şeyimmişsin." Artık yapabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Yolun sonu burasıydı ve o ne yaparsa yapsın, gidi...
Kirpiklerimi darağacı yap boynuna. Ben gözlerimi senin vicdanına asıyorum...🥀 🍃 Ezel'in koyulaşmaya yüz tutmuş bakışları benim kahve çekirdeğini andıran gözlerimi abluka altına alırken ikimiz de susuyorduk. Konuşmak yasaktı sanki. Zaten konuştuğumuz an bu büyü bozulacak, yerini veryansın dolu sözcüklere bırakacaktı...