ÇEVRİMİÇİ
Öncelikle şu konuda bir anlaşalım. Normal değilim, o da öyle.
"Lal bir gece, Sabahsız bir pençenin içinde, Bir oluvermişiz."
Kutunun üzerindeki notu okuduğumda " eğer bir gün yaşadığım şeyi kabullenirsem kavgayı neden ettiğimi sana söyleyebilirim, lafı fazla uzatmak istemiyorum iyiki doğdun ufaklık" yazmıştı.
''Bön bön çocuğu izleyeceğine yemeğini ye.'' ''Seni mi izlememi tercih ederdin?'' iğnelemem ona koymamış olacak ki, çapkınca sırıttı. ''Kusura bakma, çilli. Tipim değilsin.'' ''Bana diyene bak! Seni gidi aptal çam yarması!'' Sandalyesinden kalkmadan önce son kez bana bakıp göz kırptı. ''Dikkat et de, çam yarması seni...
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini. "Saçların kadar uzun ve güzel...