-ayande

kendimiz için kim olduk?
          	ve kendimiz olmak için daha kaç kişi olmamız gerekiyor?

-ayande

İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık
          İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, 
          birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. 
          Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken,
          duvarlara dalıp dalıp gitmesi. 

-ayande

Beni hor görme gardaşım
          Sen altınsın ben tunç muyum
          Aynı vardan var olmuşuz
          Sen gümüşsün ben sac mıyım
          
          Ne var ise sende bende
          Aynı varlık her bedende
          Yarın mezara girende
          Sen toksun da ben aç mıyım
          
          Kimi molla kimi derviş
          Allah bize neler vermiş
          Kimi arı çiçek dermiş
          Sen balsın da ben çeç miyim
          
          Topraktandır cümle beden
          Nefsini öldür ölmeden
          Böyle emretmiş yaradan
          Sen kalemsin ben uç muyum
          
          Tabiata Veysel aşık
          Topraktan olduk kardaşık
          Aynı yolcuyuz yoldaşık
          Sen yolcusun ben baç mıyım

-ayande

Ne sen dolup taşarsın, ne benden nuh olur
          kalanlara, yalnızlara, sırtı ağrıyanlara, berduşlara, son otobüslere, sabahın beşine, çaresiz sevene, öylesine gelip geçene, çok sigara içene, terk edilmişlere, aldatılanlara, uzaktan sevenlere, ellerini koyacak yer bulamayanlara, arkada kalanlara, parası çıkışmayanlara, annelere, babalara, ruanda'nın kurtuluşuna, ürdün'e, geri kalmış ülkenin devlet başkanlarına, varoşa ve varoşun entelektüel çocuklarına, hata yapanlara, kalbinin mi yoksa gövdesinin mi daha ağır olduğunu karıştıranlara ve hep ihtimal olarak kalanlara, ama asla sana ya da bana değil.

-ayande

Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını 
          yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var 
          göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik 
          bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. 
          Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir 
          keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce 
          bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, 
          yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir 
          engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür 
          hanım?