“Sevgili Piraye; Balık koskoca okyanusun derinliklerini avucunun içi gibi bilse de, bir lokma uğruna, atılan oltaya can feda. Bırak benim de avucumun içi gibi bildiğim o koca kalbinde bir hata yapma hakkım olsun. Şimdi sen yoksun ağlıyoruz arkadaşlarımla, ağlıyoruz arkadaşlarım bulutlarla. Yağmur yağıyor mu oraya bilemeyiz ama, biz ağlıyoruz Piraye. Bu balık nefes alıp verdiği suyun altında boğuluyor, bu kelebek ölümü dört gözle bekliyor. O balık nerede boğuluyor biliyor musun? Önümde ki beyaz sayfalara haykıramayıp yutkunduğum, içime ağlayıp, içimde biriktirdiğim denizin için de boğuluyor. Bu kelebek intihara kalkışıyor. Bırak bir hata yapma hakkım olsun. Yaşadığım denizde can veriyorum. Kalemim kan kaybediyor, kalemim ağlıyor Piraye.