Allah, kendisini seçenleri seçer.
Bu yüzden hayâtının her anında, her günün her saatin her dakîkasında, tercih ettiğinin ‘kim’ veya ‘ne’ olduğuna bak.
Konuştuğunda, sustuğunda, oturduğunda ve kalktığında gayesi Allah olana ne mutlu!
Yalnızlığında Allah’ı tercih ettiği gibi, kalabalıklar içinde de Rabb’ini tercih edene ne mutlu!
Yalnızlığında Allah’ı tercih etmek kolaydır. Fakat kalabalıklar içinde Rabb’ini tercih etmeye herkes muvaffak olmaz, çünkü zayıf kalp çevresindeki kimselerden etkilenmeye meyillidir. O yüzden, Allah’ın anılmadığı bir toplumda bulunmak zorunda kaldığın zaman, gücün yettiğince o sohbeti Allah’ın dîni ve zikrinde kılmaya gayret et. Buna güç yetiremediğinde onların sohbetine katılma, ve kalbine dönüp Rabb’inin zikriyle meşgûl ol. Eğer onların sohbeti gıybet ise, o ortamdan çık.
Eğer ne ortamı terk etmeye ne bâtılı susturmaya ve ne de hayrı konuşturmaya muktedir değilsen, o zaman sabret, istiğfâr et, Allah’tan hidâyet dile ve çevreni ıslâh edip seni sâlihlerle rızıklandırmasını iste. Onların gıybetine ve dîninde sana fayda vermeyen sohbetlerini dinleme dahi, kulağını ve kalbini bâtılla meşgûl olmaktan koru.
Kardeşim!
Bir kalbin var!
Seni yaratan Hakk’a, yahut ondan başka bâtıla adanmaya hazır bekleyen sadece bir kalbin var!
Yalnızca ‘bir’ kalp!
Onu kaybetme..