-konuya-fransiz

"Hani bazı anlar olur ya, insana kendi bile fazla gelir. Kimseyi görmek, konuşmak istemez. Kimseye tahammül edemez. Oysaki tüm canlıları, insanlar da dahil seviyordur. Fakat hayat öyle şeyler yaşatır, öyle boşluklarda bırakır ki insanı, an gelir o çok sevdiğimiz insanlara bile tahammül edemez oluruz."

-konuya-fransiz

"Hani bazı anlar olur ya, insana kendi bile fazla gelir. Kimseyi görmek, konuşmak istemez. Kimseye tahammül edemez. Oysaki tüm canlıları, insanlar da dahil seviyordur. Fakat hayat öyle şeyler yaşatır, öyle boşluklarda bırakır ki insanı, an gelir o çok sevdiğimiz insanlara bile tahammül edemez oluruz."

tab2deliyiz

Saatler bizim değil kitaplar bizim değil bizim değil yaşamak bizim değil hiçbir şey kendi dünyamızda yabancılar gibiyiz ya çok erken ya çok geç doğmadık mı sevgilim buna rağmen mutluluğa inanıyoruz.

-konuya-fransiz

@tab2deliyiz  Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
            Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
            Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
            Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
            Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
            Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
            Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
            Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
            Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim.
            Bencil olduğun için vazgeçtim.
            Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.
            Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
            
            Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.
Reply

tab2deliyiz

Seni bulmaktan önce aramak isterim.
          Seni sevmekten önce anlamak isterim.
          Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
          Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.

tab2deliyiz

@ -konuya-fransiz  aynısı...
Reply

-konuya-fransiz

@tab2deliyiz  sayısalcıyım ama trigonometri anlamıyorum kesinlikle bu yıl ise sınava hazırlanıyorum 
Reply

-konuya-fransiz

Adam gibi adamları sevin diyorum. Bir adamın önce sesinde huzur, bakışlarında sıcaklık ve ellerinde şefkati arayın. Mükemmel olsun demiyorum, ama sevgiden önce onda mutlaka biraz da saygı arayın. Yanınıza yakıştığı kadar yakışsın yarınlarınıza. Gözlerinde güven, sözlerinde samimiyet ve yüreğinde sevgiyi fazlasıyla hissedeceğiniz adamlardan bahsediyorum. Yani kişiliğinde de şüphe götürmez bir güven arayın diyorum. Her türlü zorluk karşısında yılmayan, yıkılmayan, inandıklarından ve sevdiklerinden ayrılmayan adamlar hala yaşıyor bu topraklarda. Ne istediğini bilecek kadar, hiç de istemediği acılar ve anılar yaşayan kadınlara sesleniyorum. Bir gülü koklarken bile, gül incinmesin diye incelik gösteren yürekli adamları da artık görün diyorum. Çünkü bir adama yakışan ve adamlığa yakışan en güzel huydur merhamet. Çünkü o adamlar; yarım bırakmayı, yaralı bırakmayı, ağlatmayı ve aldatmayı sevmezler. Kaybetmemek için sevdiklerini, yanlış olana yüzlerini dönmezler. Korkmazlar sevdikleri uğruna değişmekten. Yani sizi kaybetmekten korktuğu kadar korkarlar sizi incitmekten. Ve gücünü sadece sizi korumak için kullanan bir adam arayın diyorum. O'na uzaktan her baktığınızda, yaralarınızı değil, yüreğinizde sevildiğinizi hissedin. Ve üstünüzden yıllar geçse bile, "iyi ki seni seçmişim, iyi ki seni sevmişim be adam" deyin.

-konuya-fransiz

Beni güzel hatırla!
          Bunlar son satırlar.
          Farzet ki bir rüzgardım, esip geçtim hayatından.
          Ya da bir yağmur, sel oldum sokağında.
          Sonra toprak çekti suyu, kaybolup gittim.
          Belki de bir rüyaydım senin için, uyandın ve ben bittim.
          Beni güzel hatırla!
          Çünkü sevdim seni, her şeyini...
          Sana sırdaş oldum, dost oldum, koynumda ağladın...
          Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini.
          Beni üzdün, kınamadım.
          Alışıktım vefasızlığı, el oldun aldırmadım.
          Beni güzel hatırla!
          Sayfalarca mektup bıraktım sana.
          Şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım**
          Sakladım günahını sevabını içimde.
          Sessizce gittim.
          Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.
          Beni güzel hatırla!
          Sana unutulmaz geceler bıraktım,
          Sana en yorgun sabahlar, gülüşümü, gözlerimi sonra sesimi bıraktım.
          En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka.
          Söylenmemiş "merhaba" lar sakladım her köşeye,
          Vedalar bıraktım duraklarda.
          Ne ararsan bir sevdanın içinde fazlasıyla bıraktım ardımda.
          Beni güzel hatırla!
          Dizlerimde uyuduğunu düşün, saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı düşün. Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne. Birazdan kapıdan içeri gireceğimi düşün.
          Şaşırtmayı severim, biliyorsun.
          Bu da sana son sürprizim olsun.
          Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum.
          Beni güzel hatırla, gidiyorum...

tab2deliyiz

@-konuya-fransiz  rica ederim ne demek:)
Reply

-konuya-fransiz

@tab2deliyiz  teşekkür ederim : )
Reply

tab2deliyiz

@-konuya-fransiz  zevkin diyorum harika.
Reply

-konuya-fransiz

Tek başıma ilerlerken aklıma geldi, bugüne kadar gerçekte bütün yolları böyle yalnız yürümüştüm; gezintilere tek başıma çıktığım gibi, yaşamımın bütün adımlarını tek başıma atmıştım. Dostlar, akrabalar, kendileriyle iyi konuşup görüştüğüm tanışlar, sevgililer hep benimle beraber olmuş, ama asla beni bütünüyle sarıp sarmalayamamış, hiçbir zaman içimdeki boşluğu dolduramamış, izlediğim yollardan ayırarak başka yollara çekip alamamışlardı beni. Kim bilir belki de herkesin izleyeceği yol, fırlatılıp atılmış bir ok tarafından çizilmişti önceden; ister alınyazısı denen şeye kafa tutsun, ister yaltaklansın ona, herkes çoktan belirlenmiş bir çizgi üzerinde sürüklenmekteydi belki. Ama hiç değilse yazgının içimizde saklı yattığına, dışarıda aranmamsı gerektiğine kuşku yoktu.