26 Ağustos... Tam iki yıl önce hayatımın dönüm noktası diyebileceğim bir olay yaşadım. Büyüdüğümü anladım. Sizlere olayı tam açmayacağım ama biri benim hayatımda büyük değişikliklere neden oldu. Gençlikte yaptığımız saçma şeyler olur ya, o günü aslında "saçma" diye anlatırım, ve hatırlarım. Ama yıllar geçse de hala "saçma" dediğim halde gülemiyorum. Sizlere veya başkalarına da dalga geçemiyorum. Çok ayran gönüllü olmama karşın ilk defa gerçek anlamda birini merak etmiştim. Fakat kalbinizin kime hızlanacağını seçemezsiniz ya :) elbette ki yanlış kişiydi o. Bu kanıya hiçbir şey yapmadan varmadım, aksine; şu an geriye kalan tek seçeneğin ona bir "elveda" demek olmasından dolayı şu an bu satırları yazıyorum. Gerçekten yapmadığım şey kalmadı çünkü. Sonunda amacıma ulaştım sayılır. Pek emin olamasam da, onun benim için uygun olmamasının birçok sebebi varmış. Her neyse, şu an onunla tanıştığım yerde olabilirdim ama kader işte, olamadım. Evdeyim ve annem biraz hasta. Planlarım suya düştü. Bu yüzden pek nostalji yapamayacağım anlayacağınız. Dilerim ki kendisi her kimse eğer, yani gerçekte her kimse. Hep mutlu ve sağlıklı olur. Benim hayatımda, seçimlerimde kalıcı izler bıraktı çünkü. Şu an bile saçma geliyor diyemem. Başkası saçma diyebilir, ama ben diyemem. Muhtemelen bu satırları pek anlamıyorsunuz. Olsun, kendi içimde bitiriyorum ama insanlar da görsün istedim. Hoşçakal geçmişim, hoşçakal anılarım, hoşçakal o gün ve hoşçakal "Sen." bana söylemek isteyip söyleyemediğin şey neydi bilmiyorum ama bana pek faydası olacağından emin değilim. Muhtemelen beni tanımak isteyecektin, hoş. Kader ikimizin de birbirimizin hayatına girmesini istemiyor. Onca çabama karşın, uğraşmadığım için değil, uğraştığım için mutluyum. Bu yolda o kadar insan ve kültür tanıdım ki, farklı hayatlar da gördüm ve sen de eminim ki o farklı hayatlardan birine sahipsin. Ama dediğim gibi, maalesef biz birbirimize uygun değildik. Yani kendine iyi bak. Elveda.