-yananlar-

@uzay_kaya ve @Perhaps__ bildirimlerimi siktiniz çok saolun

-yananlar-

"Gülüşü..." dedi genç kız, "Hala o günkü gibi anlamlı mı?" diye ekledi. Yanındaki adam bir an boş bulunup "Evet." değince, genç kızın gözleri yaşardı. Adam farkına vardığında yapacak bir şey kalmamıştı. Genç kız gözyaşları içinde konuştu "Söz vermişti, bir daha öyle gülmeyecekti."
          3 gün sonra 
          Adam, genç kızın son günlerde durumunun daha da kötüye gittiğini fark edince, hemen onu aradı. Çocuk gelince olanları anlattı ve ondan en azından bir not bırakmasını istedi. Çocuk kağıda hızlıca bir şey yazdı ve adama "Okuma ve direk ona ver. "diyerek kağıdı uzattı.  
          Adam kağıdı kıza uzatıp odadan çıktı. Bir süre sonra odaya bir sürü hemşire girmeye başladı. Genç kızın durumu kötüleşmişti. Yarım saat sonra doktorlar o üzücü haberi verdi. Genç kız hayata gözlerini yummuştu.
          Adam odayı toparlarken yatağın altına düşmüş kağıdı buldu ve ne yazdığını okumaya başladı. kağıtta kıza bir cevap yazılıydı: "Sende söz vermiştin, ne olursa olsun beni bırakmayacaktın." Adam kağıdın arkasını çevirdiğinde daha da şaşırdı "Son kez gülmek için seni orada bekliyor olacağım."
          Ardından yatağın altındaki boş ilaç kutusunu buldu. Anlamadığı tek şey çocuğa ne olduğuydu. 
          Birkaç saat sonra doktorlar aralarında konuşurken duydu. Çocuğun kendini çatıdan atıp intihar ettiğini...

-yananlar-

alıntı değildir
Reply

-yananlar-

"Bak," dedi. Yavaşça başımı kaldırdım yerden ama gözlerine bakacak cesareti bulamadım ruhumun hiçbir zerresinde. Yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarına diktim gözlerimi. Onlar bile nasıl da yakışıyordu yüzüne. "Gözlerime," dedi. Korktum. Sesi paramparçaydı. Gözlerinde göreceğim nefretinden korktum. Ama en çokta utancımdan kaldıramadım gözlerimi. Kaldıramadım bakışlarımı güzelim sakallarından. Elini çeneme koyup narince yukarı kaldırdı başımı. Gözleri gözlerime kilitlendi. İçim paramparça oldu o an. Ne nefret vardı korktuğum gözlerinde, ne kin ne öfke... Yalnızca kırgınlık hissettim o an onda. Uykusuzluktan mı yoksa ağlamaktan mı olduğunu bilemediğim kırmızı damarlı gözleri beni bitirmişti. Ben hayatımda hiç bu kadar sarsılmamıştım. Başımı çevirmek istedim fakat izin vermedi. "Bak gözlerime. Beni ne hale getirdin görüyor musun? Yıllardır içimde ne fırtınalar kopuyor biliyor musun? Bakmaya çekindiğin gözlerim senin eserin. Mutlu musun?" Öldürüyordu beni. Gözlerim doldu, sevdiğim adam benden gidiyordu. "Ben sana aşık olduğumda senin kalbin kırıktı. O adam kırmıştı seni. O adam yüzünden üzüldüğünü görmek ne kadar yaktı biliyor musun canımı? Bilmiyorsun. Bilmiyorsun işte, bilmiyorsun ki şimdi buraya, bana geliyorsun." Başımı önüme eğdim. Saçlarım yanaklarımın yanından iki yanıma dökülmüştü. Utancım tüm hislerimden baskındı şimdi. Sol yanağımda bir sıcaklık hissettim, dayanamamıştım, ağlamıştım yine acizliğim gözler önündeydi. Böyle güzel bir ruhu mahvedişime lanetler okuyordu benliğim şimdi.
          -tumblr alıntı-

-yananlar-

Saçlarım düşler görüyor Rengarenk uçan balonlar havalanıyor her telinden Saçlarımda kiraz bahçeleri Salıncak kuruyor dallarına çocuklar Hep ben düşüyorum, hep ben, Ben: İsmim kara bereli iki çocuktan biri Ben çocuklardan biri, Fazla yaramaz. Ne zaman ağlasa İskambil kupası damlıyor gözlerinden Rest diyor hep, rest. Ne demekse? Ben çocuklardan biri, Fazla yaşamaz Ne bir sarmanı var okşayacak Ne zamanı. Zamanı sarışın bir kedi olarak yarat baştan Allah’ım Bırak okşayayım. Esirge ve bağışla beni gerçekten Bırak düşlerimde kaybolayım. (Samson ve Dalila)