0aysecik

Rope - Nasılsın

0aysecik

ben çok yoruldum güzel şehrim. hasretime kelam aramaktan ve bulmaktan çok yoruldum. nasılsın diyene buruk bir tebessümle alışmaya çalışıyorum demekten, gözyaşı dökememekten, aylardır gözümü açtığım odada yabancı hissetmekten, sevdiklerimle ve hasretinden yandıklarımla bir teknoloji parçası sayesinde konuşmaktan, artık yanlarında olup gülmekten gözümden yaş gelmediğini hatırlamaktan, sokaklarında attığım her adımı özlemekten... 
          can dostum...onunla son görüşmemizde bile sarılmaya kıyamayışımızı düşünmekten... çok yoruldum. 

0aysecik

güzel şehrim, kitap raflarının arasında kalmayı.. kapaklarını seyrederek ortalarında durmayı ne kadar özledim bir bilsen... sayfalarını ve kokularını hissetmeyi.. kulaklıklarımdaki şarkılarımla o eşsiz dünyaya dalmayı.. almasam bile görerek ve hissederek ruhumu hoşnut etmeyi ne kadar özledim bir bilsen...

0aysecik

güzel şehrim seni seviyorum ama... havalimanından her zaman nefret edeceğim. bazı insanlara iyilik, bazılarına saf bir acı... ya kavuşturan, ya da ayıran... gözlerimize yaşlar getiren, ya mutluluktan ya da üzüntüden...

0aysecik

kardeşimi bana getiren şehrim, güzel şehrim. yanlış anlama ama ben seni değil, sende yaşadığım anıları özledim.gerçi metrolarına binmeyi de özleyeceğim, ama sırf onunla buluşurken bindiğim için...

0aysecik

sen güzel şehrim, ne vermezdim kahkahalarla doldurduğumuz parka tekrardan gitmek, ağacın gölgesinde sığındığımız banka oturup şarkılarla, ona özel aldığım çakmakla sigarasını yakmak için...
          defalarca çeşit çeşit sohbetlerle ve kahkahalarla doldurduğumuz sokakları görmek için... rüzgarlı ve yağmurlu havayı seven benim aksime, rüzgar yüzünden bozulan saçlarına sinirlenişini dinlemek için... ne acı ki orda değilim artık... 

0aysecik

ah be güzel şehrim. anılarımın başkenti, güzel günlerimin yurdu. senden çok uzaklara gittim, özür dilerim... emin ol ki elimde olsa, ne seni bırakırdım ne de orda olanları. anılarım ve kardeşlerimi. ne olcak alışırsın diyenler ne anlar ayrılığımızın acısını. her sabah gözlerini yabancı bi yerde açmanın burukluğunu, evden çıkarken her adımın acısını. yakınında bulunmayan, beraberiz diyemediğin kardeşlerinin hasretini. camı açarken yağmur ve bulutlarının bile yabancı hissettirdiği şehirdeyim artık. ne kırgınlık... ne acı...

0aysecik

çok uzaklara gittim, sevdiklerimin hasretini iliklerimde hissedecek kadar. bakıyorum camdan bugünün de havası ne kadar yabancı diyorum. insanları, yolları, bulutları ve yıldızları bile bu kadar yabancı olabilir mi... oluyormuş. insanların hayallerini kuracağı ülkede, ama benim yalnızlıktan ve hasretten hayallerimi kurtarmaya çalıştığım yerdeyim. 
          gelmemeye giden kadınım.