Nasıl bir şeysin sen, nasıl bir şeysin böyle? Nasıl bu kadar bağladın kendine? Nasıl bu kadar sevdirdin? Sevdirdin az kalır; nasıl sırıl sıklam ettin? Anlat haydi biraz. Bana sırrını anlat. Herkesten bu kadar farklı oluşunun mantıklı bir açıklamasını yap bana; bu kadar güzel oluşunun. Eşsizliğinden bahset. Üzerimdeki etkinden nasıl kurtulacağımı açıkla ya da. Ne bileyim, anlat işte bir şeyler. Anlat, dinleyeyim. Sen anlat yalnız; ben dinlerim sabahlara kadar. Saçmala istersen. Onu bile pür dikkat dinleyeceğime eminsin.
Yoruldun mu? Yat dizime. Beğendiğin sesimle bir şeyler anlatayım sana; uyuyakal sonra o şekilde. Bir şey canını mı sıktı sevgili? Canımı vereyim. Senin canın da benim olsun, senden daha iyi bakarım; yemin ederim.
Üzüldüğünü hissetmek mi?; Kalbim ayaklar altına alınmış, hunharca çiğneniyormuş gibi. Bir o kadar da hırslı; seni üzen şeylerden kurtulmak için. Ah, o çaresizlik.. başka hiçbir yerde yaşamadım ben bu hissi.
Kim taht kurmuş bu kadar gönlümde? İnan kimse, hiçkimse yapamadı senin yaptığını. Kimseye çarpmadı şu kalp şu kadar.
Teşekkür ediyorum; bu kadar sevildiğin, bu kadar hoş duygular hissettirdiğin için miniğim.