simdi dogruya dogru dedemle aramızda hic oyle bir ozenilecek dede torun iliskimiz olmadı... ne cocukken beni parka goturdugunu hatırlarım ne de birlikte eglenceli bir anımızı. hatta cogu zaman bitmek bilmeyen akıl vermeleriyle cileden cıkarırdı beni. ama o tartısmalarımız hep anlık olurdu, o sırada dedigi seye gerilsem bile sonrasında gulup gecerdim. aramızda cok guclu bir dede torun bagı sevgi bagı olmasa da ondan hic nefret etmedim. cunku cogu zaman kastetmeye calıstıgı seyi anlatırken dogru kelimeleri secemeyip kırıcı da olsa, veya dedigim gibi beni kucuklugumde hic parka goturmemis de olsa, onun niyetini hep bilirdim. baba tarafındaki herkesin aksine icinde kotu niyet, haset olmayan, sinsilik olmayan tek kisiydi. sadece sivri bir dili vardı ama hic kimseye bir nefreti olmadı. yan yanayken iyi anlasamazdık belki ama iclerinde her zaman beni onemseyenin en cok oldugunu biliyordum. babaannem ve halamın sinsiliklerinden dolayı yalnız kaldı, onların fitnesine dayanamayıp onlardan baska bir sehre tasındı, bir basına yasamaya basladı. bizim aileye yakın bir ilceye geldi, belki bizden, annemle babamdan destek bekliyordu ama onlar da o sırada bosanıyordu. bosanana kadar yine de annem cok destek olmustur dedeme ama, eninde sonunda bosandılar, dedemin sıgınabilecegi tek kisi babam kaldı, kendisine bile bakmayı beceremeyen alkolik babam. hala cok uzuluyorum, bes sene bir basına yasadı o yaslı haliyle, halam bayramda dahi gelmedi oz babasının yanına... yapayalnız haliyle hastalandı, sonrasında da neyse ki en azından hastalıktan fazla cekmedi, acılı sureci cok surmeden vefat etti. bayramlarda hep babam beni arayıp soylerdi dedeni mutlaka ara diye, sevinir zaten yapayalnız adam, derdi. bayramlar acıkcası umursadıgım tarihler degiller ama iki bayramdır en cok ozledigim, en cok canımı sıkan sey bu. babamı arayıp bayramını kutlarken dedeni de ara mutlaka demesi, artık bunu soylemeyisinin eksikligini o kadar hissediyorum ki.