Size öyle bir kurgu yazıyorum ki; sanki bir kelimesi yüreğine oturuyor, sanki daha okumadan göğsün bir ağrıyla kabarıyor, sanki o doluluk şimdiden gözlerini yakıyor, sayfalar, harfler arttıkça sanki içerisinde boğuluyorsun, sorumluluk birden sırtına yüklenmiş, başını göğe kaldırmana neden oluyor. Derin bir nefes aldığında o gri sis parçaları sanki gözyaşlarını senin için akıtıyormuş gibi, için dolu olsa dahi aldığın nefes ciğerlerini soğutuyor.
En azından bana hissettirdikleri bu.