Kırık Kanatlar’ı kaleme alırken yalnızca bir hikâye anlatmak istemedim; Türkiye’yi düşündüm, burada yaşanan acıları, özellikle de kadınların ve çocukların uğradığı şiddeti… Yazması bile zor ama, ben bunları unutmamak ve unutturmamak için bu romanın içine yerleştirdim.
Her karakterimde kendimden bir parça var. Bulut’ta, Kerim’de, Zehir’de, hatta henüz tanışmadığınız diğerlerinde bile… Erkeklerin şiddetine tanık olduğumuz bu ülkede, ben en azından satır aralarında kadınların elinden tutulsun, baş tacı edilsin istedim. Bu yüzden, onların üzerine atılan yüzeysel ve haksız sözler beni ister istemez yaralıyor. Çünkü bu karakterler özenle, acıyla, umutla kurgulandı.