Alin_i_ile

kaçınız ölü bir kargayla gözgöze geldiniz?
          	
          	ve kaçınız tanıyor hayatını birleştireceği insanı.
          	
          	kaçınız hiçten geçtiniz,
          	
          	ya da kaçınız hepten.
          	
          	

Alin_i_ile

Konuştuğunuz herkesin kıymetini bilin. Ha gerçek hayatta ha burada. Hiç fark etmez çünkü şu cam parçasının arkasında da sizinle konuşan bir insan var ve o insana ya da size 1-2 saniye sonra bile ne olacağı hiç belli değil. Birini mi seviyorsunuz? Sevin. En doğal hakkınız ama onu sevdiğinizi iliklerine kadar hissettirin. Belki bundan pişman olacaksınız ama en azından keşkeniz olmayacak. Nefret mi ediyorsunuz? Edin ama içinizden edin onu incitmeyin. Hayat kısa
          
          

ismailSivas58

@ Alin_i_ile  aynen öyleeee
Contestar

Alin_i_ile

Bütün seslerin boğuk geldiği bir andı. Sesi hariç bütün seslere sağır olmak istedim. O güne kadar hatırımda kalan ezberlediğim bütün sesleri kökünden söküp zifiri karanlığa atmak geçti içimden.
          Çok tanımıyordum buna izin vermiyordu
          Saklanabileceğim saklanıp hiçbir şey yapmak zorunda kalmayacağım bir yer istiyordum

Alin_i_ile

Bazı kadınlar kaç yaşında olursa olsun içinde uçan balon telaşıyla
          Dans eden küçük bir kız çocuğu taşırlar
          Abartılı sevmeleri saçmasapan halleri ve dudak büzüp 
          Şımarıkca omuz silkmeleri hep bu yüzdendir..
          Ve saklambaç oynarken bir kuytu köşede uyuyakalmak kadar 
          Olasıdır onlar için oyunu kuralına göre oynamamak..
          İçinden geldiği gibi davranan aklına ilk geleni konuşan
          Çıplak ayaklı dağınık saçlı bahçe düşesleridir bazı kadınlar..
          Gülümsettiğiniz zaman küçücük göz bebeklerinin içine
          Sizi nasıl da kocaman yerleştirdiğini hayretle izlersiniz..
          Seviyorsa ruhunuzu sesli kahkahalar atar yanınızda 
          Ve kıymetinizi derinden hissedersiniz..
          Babasına ilk kez pişirdiği kahveyi taşıdığı gün olduğu kadar
          Heyecanlı sevebilen kadınlar..
          Ne kadar itina etse o kadar tökezleyebilen,
          Sağa sola saçılan düş kırıklarını toplarken 
          Bağıra bağıra ağlayabilen gerçek kadınlar diyorum beyler..
          Şanslıysanız onlardan biri mutlaka dokunur hayatınıza..

Alin_i_ile

Senden uzaktayım şimdi. Seni uzakta da olsa hissetmek inanılmaz mutlu ediyor beni. Sen gidince aklım da peşinden yitip gidiyor. Biriyle mi konuşuyorsun, ona bir şey mi söylüyorsun, onla mı gülüyorsun? İçim yanıyor. Ama senden sonra gördüğüm o insan birden senden biri oluyor. Senin baktığın her yer güzel artık, senin konuştuğun her insan özel. Akşam ne yaparsın? Yemeğe oturduğun zaman yanında kimler var? Hangi yemeği seversin, neyi sevmezsin? Hangi kitapları seversin? Ne tür filmlerden hoşlanırsın? Televizyon izler misin? Gece dışarı çıkar mısın? Arkadaşlarınla en çok neye gülersin? En çok kim kızdırır seni.. Hangi futbol takımını tutarsın? Bilmeliyim. Senin hakkındaki bütün ayrıntıları öğrenmeliyim. Çünkü ben de senin yaptıklarını yapacağım. Ben de o dizileri izleyeceğim. Ben de o yemekleri seveceğim ya da nefret edeceğim. Bilmeliyim. Baştan kuruyorum dünyamı. Seninle yaşamaya başlıyorum. Sen istemesen de hatta bilmesen de.
          
          Onca kalabalığın içinde, karmaşık yaşamın ortasında eğer sen varsan, daha seni görmeden bir kuş gibi çırpınmaya başlıyor yüreğim. Bir ışık çarpıyor yüzüme bir sıcaklık yürüyor göğsümde. Anlıyorum ki sen varsın. Sen ordasın. Sen gelmişsin. Bakmadan başımı çevirip seni görmeden varlığının farkındayım. Aşk varlığın değil yokluğun esiridir. Görmediğim her saniye bana saat, her dakika 1 gün, her saat ay gibi geliyor. Sabah olması için yatıyorum isminle bitiyor günüm. İsminle başlıyor. İsminin anlamı gibi oluyor yüzüm. Yüzümde iki küçük çukur oluşması mutlu ediyor beni. Bazen konuşuyorum onlarla daha da derinleşiyor gamzelerim. Daha da mutlu hissettiriyor 
          
          

Alin_i_ile

Birşeyin kırılgan olması onun zaafı değildir belki. Başka birşey olmaya temayülüdür. Dönüşme potansiyeliyle yaratılanların aynı zamanda etkiye de açık varolmalarından daha doğal ne olabilir Ki zaten bu etkilenişler sayesinde dönüşecekler… Eğer bakır demirden daha esnek ve etkiye açık olmasaydı demirin kullanılamadığı çoğu yerde kullanılabilir miydi? Zayıflığıydı onu hünerli kılan. Gücüydü aslında güçsüzlüğü. İnsan da biraz böyle. Mürşidimin tabiriyle aczi ve fakrı en makbul bir şefaatci Kalbi ve aklı sayesinde daha etkilenir kılınmış.
          
           Bu etkilenme potansiyeliyle merak ediyor herşeyi. Bu etkilenmeler sayesinde bilebiliyor pekçok şeyi.