ÖNSÖZ
Bir mezar kaç metredir bilmiyorum. Oturduğunuz ev, çalıştığınız iş yerindeki odanız kaç metrekare, onu da bilmiyorum…
Eğer…
Tüm yaşantınız iş yeri ile ev arasındaki çizgiler üzerinde dümdüz uzanıyorsa…
Eğer…
Büyük heyecanların gerilimi, renk renk duygulanışların çağıltısı içinde değilseniz…
Eğer…
Evrenin koynunda bir portakal kadar mini mini olan dünya üzerinde, yolunuzu bekleyen limanlar, gözlerinize özlem çeken irili ufaklı kentler, papuçlarınızın ökçeleri ile çiğneyeceğiniz hiç geçmediğiniz yollar yoksa…
Eğer…
Göğsünüzün sol tarafındaki kaburga kemiğinizin altında, bir insanın tutkusuyla çarpan yüreğiniz, birçok insanların ilgisiyle duygulanan bir mutluluk dinamosu yoksa…
Eğer…
Sizi özleyenler ve gözleyenler, bir gün sizinle kavuşmak umudunu, sıcacık bir kan damarı gibi içlerinde taşımıyorlarsa;
Eğer…
Şarkılar, kadehle, trenler, uçaklar, gemiler, mendiller, çiçekler, plaklar, mektuplar, kitaplar, şiirler, martılar, yıldızlar, öpüşler, baharlar… Ve tüm güzellikleriyle çevreniz; size, yasalar ve yasaklar ötesi bir mutluluğu fısıldamıyorsa…
Ve…
Ve bütün bunlara rağmen siz hala yaşadığınızı zannediyorsanız!
Lütfen, bu sayfayı kapayınız… Lütfen, gözlerinizi kapayınız… Lütfen, hatta üzerinizi kapayınız… Ve yatınız… Ve uyuyunuz… İster kauçuk bir yatakta, ister ipek işlemeli modern bir divanda, isterse bir yol halısının üzerinde…
TIPKI MEZARDAKİ GİBİ UYUYUNUZ!
UYANSANIZ DA OLUR, UYANMASANIZ DA!
…………………
Mezarlar kaç metredir bilmiyorum... Oturduğunuz ev, çalıştığınız iş yerindeki odanız kaç metrekare, onu da bilmiyorum…
Bilmek de istemiyorum…
Aradaki tek fark
Birinde yerin üstündesiniz, ötekinde yerin altında… Birinde birkaç metrekarelik bir yeri dolduruyorsunuz, ötekinde çok çok birkaç yüz metrekarelik bir yeri…
BU KADAR FARK İÇİN , DEĞER MİYDİ DÜNYAYA GELMEK !!!
ŞEMSİ BELLİ
