Yarım kalan bir Mem û Zin sevdasıyla akar Dicle
feryat figan eder cudi'ye doğru akar
sonun başlangıcına doğru hüzünle akar Dicle
kucak açar cudinin efkârına…
Ben Mezopotamya çocuğuyum
her efkâr bastığında Dicle’ye oturur cudi'ye ağlarım...
Ben Mezopotamya çocuğuyum,
Ellerimde otlu peynir dürümü
Kaçak bir çayın demi tüter soframda
Mağrur bakışlarıyla cudi’ye efkârlanır
Dicle’ye susarım…
Her sabah bir kuş sürüsü uçar dicleden cudiye
Yurtsuzluğu anlatır, sevdayı ve de sürgünü
Kanadı kırıktır eski zamanlardan beri
Sözü, kelamı anlatır meclislere,
Aşk’ı taşır bir uçtan bir ucuna mezopotamyanın…
Ben Mezopotamya çocuğuyum
Asi bir duruş, yarı tebessüm bir yüz,
Efkârlıyımdır kirli sakalımla…
Her akşam kara bulutlar siner cudi’ye
Uzanır ardına kadar diclenin
Su cudiye akar
Cudi dicleye susar…
Dedim ya!
Ben Mezopotamya çocuğuyum
her efkâr bastığında Dicle’ye oturur cudi'ye ağlarım...