Tutsak Şifacı Alıntı
"Akrin hanımına söyle eğer ona yardım etmemi istiyorsa beni ikna etmenin yolunu bulsun çünkü ne şifacılar umurumda ne de başka şeyler." Yürümeye başladım. "Şimdi kalacağım yerin kapısını aç."
"Pişman olacaksınız."
"Pişman olmayı da umursamıyorum." dedim. "İnsanları ya da şifacıları da umursamıyorum." Demir kapıyı açtı. Yoğun kan kokusu burnuma dolarken içeriye bakmayı olabildiğince geciktirdim. Adını sanını bilmediğim adama kısa bir bakış attım. "Unutma bu dünyada hiç olan birisini ikna etmek istiyorsan ona bir hiç olduğunu söylemek yerine hiç olmadığına ikna etmelisin." Dudaklarım yoğun kan, idrar ve rutubete rağmen kıvrıldı. "Az önce sıraladığın şeylerden sonra beni ikna et. Bana ne kadar muhtaç olduğunuzu ispatla. Gerekirse ayaklarıma kapan. Belli ki benden yapmamı istediğin şeyleri Akrin hanımın yapmaya cesaret edememiş. Ben insanların tırnağının ucu kadar bile değer sahibi değilsem Akrin hanımın gelsin de değerini göstersin." İçeriye adım attım. Arkamdan kapanan kapının gürültüsü birilerini sinirlendirdiğimi ispatlar nitelikteydi. Sinirlensin. Bir dahakine bir insanla nasıl konuşacağını böyle böyle öğrenecekti.