Şu zamana kadar kimseden bir talebim olmadı.
Bir kersinde sadece bir bisiklet istedim senden.
Eski, kırılmış, yaşanmışlıkları ağır olan o bisikletini.
Tamir ederim, düzeltirim... sorun yok dedim.
Zaten o sana ait... ben sana geri verecektim.
Güç bela da olsa elde ettim o bisikleti.
Verdin onu bana.
Boyadım, süsledim...
Evet, tam tamir edememişimdir belki ama yin de çok çabaladım.
Gelip bir tekme ile hepsini yıktın.
Kırdın, kirlettin...
...
Bir bisiklet istedim sadece.
Onu da çok gördün bana.
...
Şimdi o bisiklet rüyalarımda beni bırakmıyor.
Her şey için beni suçluyor.
...
Neden bisikletin zincirlerini benden söktün?
...
Çok mu soğuktum?
Çok mu sıkıcıydım?
Çok mu işe yaramazdım?
...
Neden bisikletin zincirlerini benden söktün?
...
Ben böyle olsun istemedim.
Ben böyle olsun istemedim.
Ben böyle olsun istemedim.
...
Ben bisikleti tamir ederken aslında her şeyi sıçıp batıran sensin.
Bisikletin zincirlerini söküp onu benden esirgedin.
Ama yokluğun yüzünden bunu vicdanım kabul etmiyor.
Her fırsatta beni suçluyor.
...
Bisikletini tamir etmeye çalışmama rağmen onu benden esirgeyecek kadar nefret mi ediyorsun benden?
...
Öyle olsun dostum...
...
Hoşçakal!