Atica_

Sizce kim Wattpad'i ingilizceye döndüğü için yayınladığı bölümü yayından kaldırmak isterken bölümü toptan sildi. 
          	
          	Ben tabii kii:))
          	
          	Neyse ki kopyası duruyor ama düzenlenmemiş hali. O yüzden sizi biraz bölüm için bekleteceğim. Düzenleyince bölüm tekrar sözlerle birlikte. 
          	
          	Bölümde görüşmek üzere ❤️

Atica_

Sizce kim Wattpad'i ingilizceye döndüğü için yayınladığı bölümü yayından kaldırmak isterken bölümü toptan sildi. 
          
          Ben tabii kii:))
          
          Neyse ki kopyası duruyor ama düzenlenmemiş hali. O yüzden sizi biraz bölüm için bekleteceğim. Düzenleyince bölüm tekrar sözlerle birlikte. 
          
          Bölümde görüşmek üzere ❤️

Atica_

Geçen sene Eylül ayında yazmaya başladığım, Wattpad platformunda ise Ocak ayında yayınladığım kurgunun birinci yılı doldu ve yolun sonuna az kaldı. 
          
          Birlikte başladık, birlikte bitirmek için adım adım gidiyoruz. Yanımda olan, emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
          
          Ateş ve İz'den hepinize kucak dolusu sevgiler getiriyorum. Bu ve ilerleyen bölümlerde pek üzülmeyin diyorlar.
          
          Şimdi hemen bölüme geçebiliriz-->

Atica_

Bir aksilik çıkmadığı sürece "İz'in Ateş'i"ne her hafta bölüm atacağım. 7 bölümümüz kaldı. Finali de yazdım. Sonra tamamen "Ay Işığı Mahallesi"ne odaklanacağız...
          
          İz'in Ateş'inin finalini yazmış olmak ve kitabı bir yıl içinde bitmiş olmakla beraber bende bitmiş durumdayım. Kendimden parçalar bırakarak yazdığım kurgumu sizinle paylaşıp şimdi de birlikte bitiriyor olmaktan mutluluk duyarım. Bu yolda benimle olan herkese çok teşekkür ederim. 
          
          Bölümde görüşürüz... ❤️✨

Atica_

49. Bölümden alıntı. ❤️
          
          Titremeye başlayınca omzuma bırakılan şal bedenimi ısıtmadı. Hatta daha da fazla üşüttü. Burnuma onun kokusu dolduktan sonra kokusunu aradı ciğerlerim. Üzerimde, sağımda, solumda, her yerde ondan bir iz, bir koku, bir dokunuş aradım. Saçlarımı kesmeme cevap vermemesine rağmen gözleri dolmuştu. 
          
          Ne olacaktı? Bilmiyorum ama tek bildiğim sigara artık bana nefes değil, zehir oluyordu. Onu kokusu ise içimi ona karşı nefretle doldurmama rağmen nefesimdi. 
          
          İçeriden kaç tane hızla hemşire çıktı sayamadım. Kimlerden kan istediler, durumunu bildirdiler, ameliyat saatini bildirdiler falan filan... Ama hiçbirini dinlemedim. Gözüm tek bir yerede takılı kaldı. 
          
          Ameliyathane. 
          
          Ateş Botan. 
          
          Ameliyat devam ediyor...
          
          Adını dilime haram olarak mühürlemişken saatlerdir aynı yazıyı okumaktan bedbeht olmuştum. 
          
          Dile haram kılınanan, kalbe nasıl haram kılınırdı? Kalbin tüm kapakçıkları nasıl ona tamamen kapatılırdı? 
          
          Yine ve can acıtan bilinmezlik...
          
          
          Bölümde bölümde görüşmek üzere. ❤️
          
          Finale bu bölüm dışında son 6...

Atica_

Yeni yılda gelecek bir bölümden alıntı. 
          
          Herkese mutlu yıllar. Sevdiklerinizle, yanında mutlu hissetiklerinizle huzur içinde bir yıl olması dileğiyle.❤️
          
          
          "Saçların," diye fısıldadı. 
          
          "Saçlarım."
          
          "Her teli ömrümden bir gün." 
          
          
          Yeni bölüm 22 Ocak'ta gelecek. Bölümde görüşmek üzere. Sağlıkla kalın... 
          
          

Atica_

47. Bölümden alıntı. ❤️
          
          "Elleme," diye bağırarak elimin tersi ile tüm masayı dağıttım. "Çıkın odadan." İkisi de aynı yerinde durunca elime geçen ilk bibloyu karşı duvara atarak "Size çıkın dedim," diyerek tekrar bağırdım. Ellerim saçlarımı yolmak ister gibi bulunca "Çıkın dedim," diye tekrar üst üste sayısız kez bağırdım. 
          
          İstemiyorum. Hiçbirini görmekte, tüm suçun üzerime yüklenmesini de istemiyorum. Tek acıyı onlar çeker gibi benim üzerime gelsinler istemiyorum.
          
          "İz," dedi Ulaş yutkunarak. Aklı yeni yerine gelmiş gibiydi. Biraz önce bana ateş saçan gözleri yoktu. Canımı yakmak için çıkan sözleri ve bakışları yoktu. Beni yaralamak isteyen Ulaş'ı gömmüştü. İlk sinirden yüzünü sıvazlarken, şimdi sakin olmak için yapıyordu. 
          
          

Atica_

@ Atica_  Yere doğru düştüm. İkisi üzerime gelmeye çalıştı. Ellerimi iki yana kaldırıp durdurdum. "Sikik adamın tekisin Ulaş. Senin gözünün önünde sayısız kez kriz geçirdim. Ateş diye ağladım. Ateş diyerek serumlar yedim. Ateş diyerek kapılarda uyudum. Ateş diyerek acı içinde kıvrandım durdum. Sen beni taşıdın Ulaş. Sen beni taşıdın ve soğukta hipotermi geçirmekten kurtardın." Ellerimi başımın iki yanına koyarak bir kaç kez üst üste vurdum. "Gördün Ulaş, her şeye şahit oldun. Ona rağmen bana bencil dedin ya inanırım bencil olduğuma. Acılarımı görenler ilk darbeyi vuranlar olunca canım daha çok yandı." Elim ile kapıyı gösterdim. "Şimdi ikiniz de siktirin gidin. Sakın ben çağırmadan da buraya gelmeyin. Hepiniz savunduğunuz kişinin yanına gidin." 
            
            Ulaş'ın konuşacağını anladığım zaman "Çık dedim Ulaş." diye çığırdım. "Hiçbir şeyi hak etmeyen bu kadını hak ettikleri ile baş başa bırak. Hak ettiklerimi ver bana." 
            
            Yine üzerime gelmek için hareket etti. "Siktirip gidiyor musun yoksa, 40. katta olan bu camdan aşşağı mı atlamamı mı istiyorsun? Karar senin. Ya iki saniye içinde bu odayı terk et, yoksa ben buradan aşşağı atlayacağım." Meydan okurcasına bakan bakışlarım ile "İki," dedim. Bir demeden arkasını dönüp kapıya doğru gitti.
            
            (...)
            
            Devamı bölümde. Bölümde görüşmek üzere ❤️❤️
Reply

Atica_

46. Bölümden Alıntı. ❤️
          
          "Üşüyeceksin, üzerine hırka al." 
          
          "Bir şey olmaz yenge." 
          
          Tek kaşımı kaldırdığım gibi eve geri girdi. Kaldığı oda ilk katta olduğu için aşağı gelmesi kolay olmuştu. Üzerine hırka alarak yanıma geri geldi. 
          
          "Ne bu?" diyerek Ulaş çıktı kapıdan. "Biriniz menopoza, biriniz antrapoza mı giriyor? Çıplak çıkmamak için kavga ediyorsunuz." 
          
          Bize laf eden Ulaş'ın altında şort vardı. 
          
          "Bana bakma ben koşuya çıkmayacağım. Allah yolu için kalktım." 
          
          Başımı doğan güneşe bakmak için kaldırdım. "Güneş doğmuş." Bakışlarımı Ulaş'a çevirdim. "Gözlerin hâlâ çapaklı. Hâlâ kılmamışsın galiba?" 
          
          "Rüyamda namaz kılışımın kurtuluş olacağını gördüm. Hem Allah yolunun saati olur mu? Belki ben kuşluk kılacağım." 
          
          "Bu konuda bilgili oluşun beni şaşırtıyor Ulaş." 
          
          "Benim sayısız gizli hünerim var." 
          
          İnanmazca bakarak arkamı döndüm. Sigarayı duvarda söndürüp Ali'nin arkamdan alacağını bilerek duvarın üzerine bıraktım.  "Hadi Ali." Koşmaya başladığım zaman arkamdan bağırdı. "Daha nice hünerlerimi sergileyeceğim zaman gelecek. Beklemede kal." 
          
          "Her daim beklemedeyim Ulaş." 
          
          Büyük bahçeden ana yola çıkınca adımlarım daha da hızlandı. İçimdeki acıyı atmak istiyordum. 
          
          Saniye ve adımlarım aynı orantılıydı. Belki de akan saniyelerden daha hızlıydım. 
          
          Ali hiç yorulmadan, sesini çıkarmadan beni takip ediyordu. 
          
           

Atica_

@ Atica_  Adımlarımı ormanının içine çevirdim. İlerleyen dakikalarda önümde koşan Ahi'yi yakalamıştım. 
            
            "Günaydın başkan," diyerek elini yumruk yaparak uzattı. 
            
            "Günaydın." Elimi yumruk yaparak karşılık verdim. 
            
            "Kaçta görüşme." 
            
            "1'de."
            
            O da biliyordu ki Ateş beni görüşmeye kabul etmeyecekti. Ateş ya hasta olacaktı, ya da biri ile kavga etmiş olarak beni tekrar omuzlarım çökük şekilde oradan eli boş çıkartacaktı.
            
            Ama umut besliyordum. Bir yıldır olduğu gibi umut besliyordum. 
            
            Görüşmeye gözüm gibi baktığım hırkayı ve füları takarak gidecektim. 
            
            Belki biraz olsun umut olurdu bana. Ateş'in, bir yıl boyunca kabulsüzlüğüne kabul olurdu. 
            
            "Kimle birlikte gideceksin?"
            
            "Sadece Ali ve ben."
            
            
            Yeni bölümde görüşmek üzere. Kocaman kalp ❤️✨
Reply

Atica_

45. Bölümden alıntı ❤️
          
          Ahi, ayaklanarak tüm dosyaları topladı. En üste kalan dosyanın arka sayfasını açarak "Madde 8," dedi. 
          
          Hepsi irice gözlerini açıp ne geleceğini beklemeye başladı.
          
          Ahi hiçbirini umursamdan söze tekrar başladı. "Her ay şirketlerinin hesaplarından ve kendi şahsi banka hesaplarından tüm hayır kurumlarına belirlenen miktar bağış yapılacaktır."
          
          "Bizi bunu sunmadiniz." Hepsinden aynı söz, aynı name ile dökülmüştü. Sandalyeler yere düşmüştü. İşte beklediğim kaos, kavga buydu. 
          
          Hepsinin kazanmada helal olan parası ile yapılacaktı yardımlar.
          
          Yardım etmeye o kadar uzaklardı ki verdikleri tepkiden anlaşıyordu. 
          
          Mal varlıklarına el koymamızı kabul etmişlerdi ama yardıma gelince bize bunu sunmadınız oluyordu. 
          
          Ahi dosyalar ile yerine oturdu. Dosyaları masanın üzerine koydu. Hepsinin bakışı dosyalara döndü. Bir anda hepsi dosyaya hareket edince belimde Ahi'nin verdiği silahı sertçe çıkartıp masaya koydum. 
          
          "Konu neydi beyler?" 
          
          Ahi dosyalara karışmada oturduğu sandalyeye geri doğru yaslandı. Ama kimsenin götü dosyayı almaya yetmedi. 
          
          "Anladım." Ayaklandım. "Bize müsade." 
          
          
          Bölümde görüşmek üzere... ❤️