Azratd

Ne kadar çok zaman geçmiş. Şekersiz Rüyaları yazarken hep aklımda bir kişi vardı, iyi bildiğim ve iyi saydığım bir insan olarak kalacaktı eğer tanımasaydım. Zaman bazen her şeyin zehiri olabilirmiş bunu öğrendim. Çok zorlandım aslında. Saatlerce ağladığım, kendimi dünyadan silmek istediğim anlar oldu. Hiç kendimi böyle aciz hissetmemiştim. Her zaman kendime “Sen güçlü bir kızsın.” dedim ve bununla gurur duydum. “Seni ne bir aşk, ne bir dost, ne de bambaşka bir şey yıkar” diyerek her zaman doğruldum ama bazen bu sözler de yeterli gelmiyormuş insana. Kendimi üzen tek kişi bendim ve bunun yüzünden kendime kızgındım. Ağlamalarımın, aynaya bakamamın sebepleri ise sadece buydu. Yanlış olan şeylere bile bile inanmaktı. Herkesi susturup bir yanlışı doğru bilmekti. Tüm İstanbul’u bir yalana inandırmaktı. Psikolojik olarak düzelmek istedim ama bana iyi gelen tek şey yazı yazmak olmasına rağmen bunu yapamadım, çünkü her şey kendime yaptığım yanlışları hatırlatıyordu, kendime nasıl haketmediğim şeyleri yaşatıyorsam en sonunda yazdığım karaktere de bunu aşılıyordum. Hep kendimden bir parça koyuyor gibi hissediyordum ve bu beni her geçen gün daha da zorluyordu. Şuan ise anlıyorum yavaşta olsa her şeyi ve kendimi belki de affetmeye başlıyorum. Düştüm ve kalkıyorum. En büyük güç bu değil midir? Düz yolda yürümeyi herkes başarır, marifet zorluklarla baş etmek, her düşüşü kabullenmekmiş.
          	Bundan sonra elimden geldiğince hem üniversite sınavına hazırlanmayı eksiltmeden, hem de bana en iyi gelen şeyi yaparak hayatıma devam edeceğim. Hepimiz en iyisini hakediyoruz hayatın. Her ne olursa olsun kendinizi üzmeyin, kendinizi tanımayacak hale gelmeyin. Eğer başınızı okşayacak bir el yoksa yanınızda, kendi saçlarınızı kendiniz okşayın. Kalbinize elinizi koyup “Senin için en iyisini yapacağım” diyebilin. Mutlu kalın.

Azratd

Ne kadar çok zaman geçmiş. Şekersiz Rüyaları yazarken hep aklımda bir kişi vardı, iyi bildiğim ve iyi saydığım bir insan olarak kalacaktı eğer tanımasaydım. Zaman bazen her şeyin zehiri olabilirmiş bunu öğrendim. Çok zorlandım aslında. Saatlerce ağladığım, kendimi dünyadan silmek istediğim anlar oldu. Hiç kendimi böyle aciz hissetmemiştim. Her zaman kendime “Sen güçlü bir kızsın.” dedim ve bununla gurur duydum. “Seni ne bir aşk, ne bir dost, ne de bambaşka bir şey yıkar” diyerek her zaman doğruldum ama bazen bu sözler de yeterli gelmiyormuş insana. Kendimi üzen tek kişi bendim ve bunun yüzünden kendime kızgındım. Ağlamalarımın, aynaya bakamamın sebepleri ise sadece buydu. Yanlış olan şeylere bile bile inanmaktı. Herkesi susturup bir yanlışı doğru bilmekti. Tüm İstanbul’u bir yalana inandırmaktı. Psikolojik olarak düzelmek istedim ama bana iyi gelen tek şey yazı yazmak olmasına rağmen bunu yapamadım, çünkü her şey kendime yaptığım yanlışları hatırlatıyordu, kendime nasıl haketmediğim şeyleri yaşatıyorsam en sonunda yazdığım karaktere de bunu aşılıyordum. Hep kendimden bir parça koyuyor gibi hissediyordum ve bu beni her geçen gün daha da zorluyordu. Şuan ise anlıyorum yavaşta olsa her şeyi ve kendimi belki de affetmeye başlıyorum. Düştüm ve kalkıyorum. En büyük güç bu değil midir? Düz yolda yürümeyi herkes başarır, marifet zorluklarla baş etmek, her düşüşü kabullenmekmiş.
          Bundan sonra elimden geldiğince hem üniversite sınavına hazırlanmayı eksiltmeden, hem de bana en iyi gelen şeyi yaparak hayatıma devam edeceğim. Hepimiz en iyisini hakediyoruz hayatın. Her ne olursa olsun kendinizi üzmeyin, kendinizi tanımayacak hale gelmeyin. Eğer başınızı okşayacak bir el yoksa yanınızda, kendi saçlarınızı kendiniz okşayın. Kalbinize elinizi koyup “Senin için en iyisini yapacağım” diyebilin. Mutlu kalın.

Azratd

-Şekersiz Rüyalar- kitabını bazı sebeplerden dolayı kaldırdım. İleride aynı heves gelirse tekrar başlamak için saklıyorum. Bunun yerine içime daha çok sinen bir hikayeye başlıyorum. ❤
          -20.02.2021