BRa866

YAPMANIZ GEREKENİ YAPIN, HİÇ BEKLEMEDEN…
          	Öğretmen sınıfa girer girmez, öğrencilerine şöyle bir ödev verdi: “Sevdiğiniz birine gidin ve ona kendisini sevdiğinizi söyleyin. Sonra da derste bize duygularınızı  anlatın.” Bir sonraki dersin başında, öğrencilerden biri şöyle başladı sözlerine: “Geçen hafta bize bu ödevi verdiğinizde size sinirlenmiştim. Bu sözleri söyleyeceğim hiç kimsenin olmadığım düşünüyordum. Eve giderken bir anda yüreğimin sesi ne kulak verdim. İşte o zaman kime “seni seviyorum” diyeceğimi anladım. Bundan beş yıl önce babamla aramızda büyük bir olay geçmişti ve o günden bu yana bu sorunu çözememiştik. Önemli aile toplantılarının dışında birbirimizi görmemeye çalışıyorduk ve hemen hemen hiç konuşmuyorduk. Eve vardığımda babama kendisini çok sevdiğimi söylemeye hazırdım. Bu kararı almak bile üzerimden büyük bir yük kaldırmıştı… Annemle babamın kaldığı evin kapısını çaldığımda kapıyı babamın açması için dua ediyordum. Tanrı yardım etti ve kapıyı babam açtı. Hiç zaman harcamadan eşikten adımımı attım ve “Baba, buraya seni sevdiğimi söylemeye geldim” dedim. Babam sanki bir anda başka biri olmuştu.
          	Yüzündeki ifade yumuşadı, kırışıklıklar yok oldu ve ağlamaya başladı. Kollarını açtı, beni kucakladı ve bana “Ben de seni seviyorum oğlum, ama bunu hiçbir zaman dile getiremedim” dedi. “Fakat anlatmak istediğim esas nokta bu değil. Babamı ziyaretimden iki gün sonra babam, bir kalp krizi geçirdi ve halen hastanede. Şimdi yaşam savaşı veriyor. Şimdi sizlere şu mesajı vermek istiyorum: Yapmanız gerektiğine inandığınız hiçbir şeyi ertelemeyin. Ya babama olan sevgimi ifade etmek için hala bekliyor olsaydım? Yapmanız gerekeni yapın, hiç beklemeden…”

BRa866

YAPMANIZ GEREKENİ YAPIN, HİÇ BEKLEMEDEN…
          Öğretmen sınıfa girer girmez, öğrencilerine şöyle bir ödev verdi: “Sevdiğiniz birine gidin ve ona kendisini sevdiğinizi söyleyin. Sonra da derste bize duygularınızı  anlatın.” Bir sonraki dersin başında, öğrencilerden biri şöyle başladı sözlerine: “Geçen hafta bize bu ödevi verdiğinizde size sinirlenmiştim. Bu sözleri söyleyeceğim hiç kimsenin olmadığım düşünüyordum. Eve giderken bir anda yüreğimin sesi ne kulak verdim. İşte o zaman kime “seni seviyorum” diyeceğimi anladım. Bundan beş yıl önce babamla aramızda büyük bir olay geçmişti ve o günden bu yana bu sorunu çözememiştik. Önemli aile toplantılarının dışında birbirimizi görmemeye çalışıyorduk ve hemen hemen hiç konuşmuyorduk. Eve vardığımda babama kendisini çok sevdiğimi söylemeye hazırdım. Bu kararı almak bile üzerimden büyük bir yük kaldırmıştı… Annemle babamın kaldığı evin kapısını çaldığımda kapıyı babamın açması için dua ediyordum. Tanrı yardım etti ve kapıyı babam açtı. Hiç zaman harcamadan eşikten adımımı attım ve “Baba, buraya seni sevdiğimi söylemeye geldim” dedim. Babam sanki bir anda başka biri olmuştu.
          Yüzündeki ifade yumuşadı, kırışıklıklar yok oldu ve ağlamaya başladı. Kollarını açtı, beni kucakladı ve bana “Ben de seni seviyorum oğlum, ama bunu hiçbir zaman dile getiremedim” dedi. “Fakat anlatmak istediğim esas nokta bu değil. Babamı ziyaretimden iki gün sonra babam, bir kalp krizi geçirdi ve halen hastanede. Şimdi yaşam savaşı veriyor. Şimdi sizlere şu mesajı vermek istiyorum: Yapmanız gerektiğine inandığınız hiçbir şeyi ertelemeyin. Ya babama olan sevgimi ifade etmek için hala bekliyor olsaydım? Yapmanız gerekeni yapın, hiç beklemeden…”